Lisenin bahçesinden içeri adım attığımda, sadece öğrencileri değil; geleceği düşündüm. Sessizce etrafı izledim. Gözlerim öğrencilerdeydi ama aklım son zamanlarda okullarda yaşanan şiddet olaylarındaydı. “Nerede hata yaptık?” dedim içimden. Elbette bu olaylar birden bire olmadı. Tohumu çoktan atılmış bir sorun, meyvesini vermeye başladı: çürük meyveler...
Çürük bir elma sandıktaki sağlamları da bozar. Eğitim sistemimizde de benzer bir tehlike var. Çürükleri ayıklamazsak, sağlam olanlar da zarar görür. Üstelik bu, sadece birkaç öğrencinin meselesi değil; toplumun tamamını ilgilendiren bir sorundur.
Kamera görüntülerine, sosyal medyada dolaşan öğrenci kavgalarına bakıyoruz. Kimi zaman olaylara sadece “Suçlu bulunsun” diyerek yaklaşıyoruz. Oysa sorun çok daha derinlerde. Televizyonlarda şiddet övülüyor, aile içi iletişim eksik, okul çevrelerinde güvenlik yetersiz. Ve biz hâlâ “Sana ne?” diyebiliyoruz.
Okullar, sadece bilgi aktarılan yerler değildir; çocukların karakterinin şekillendiği, topluma hazırlandığı alanlardır. Oraya sahip çıkmazsak, geleceğimize sahip çıkamayız. Sorunlu öğrencileri sadece uzaklaştırmak yetmez. Psikolojik destek, alternatif eğitim yöntemleri ve toplumsal bilinçle hareket edilmelidir.
Unutmayalım, “bana ne” dediğimiz her olay bir gün bizi de bulabilir. Sorunlara göz yummak, onları yok etmez. Göz yumulan her şiddet, zamanı geldiğinde tokat gibi geri döner.
Çocuklarımıza güçlü bir gelecek mi istiyoruz? O zaman önce biz güçlü ve sorumlu bireyler olmalıyız.
CENGİZ ÇETİK