Eskiler ne güzel söylemiş:
“Bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekir.”
Bugün köyler azaldı, şehirler büyüdü, ama çocuk hâlâ topluma emanet.
Eğitim, sadece sınıfın dört duvarı arasında kalırsa eksik kalır.
Bir çocuğun okuldan çıkıp adım attığı sokak, bindiği servis, uğradığı market, izlediği film, gittiği park…
Bunların hepsi eğitim zincirinin halkalarıdır.
Toplumun her kesimi eğitime katkı sunabilir, sunmalıdır da.
-
Mahalle esnafı, öğrenciyi kötü alışkanlıklardan uzak tutacak bilinçte olmalı.
-
Belediyeler, gençler için sosyal, kültürel ve sportif alanlar yaratmalı.
-
Yerel medya, şiddeti değil, başarıyı ve pozitif örnekleri teşvik etmeli.
-
Sivil toplum kuruluşları, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs, kitap, kıyafet desteği sağlamalı.
-
Üniversiteler, liselere rehberlik, seminer, örnek projelerle dokunmalı.
-
Emekli öğretmenler, gönüllü olarak mahallesindeki gençlere bilgi birikimini aktarmalı.
Çünkü eğitim sadece okul ziliyle başlamaz, okul ziliyle bitmez.
Bir çocuğun dünyasını şekillendiren ortam, tüm toplumun eseridir.
Sokakta şiddeti normalleştiren bir toplum,
Televizyonda hakareti eğlenceye dönüştüren bir medya,
Gençlere alan açmayan bir yerel yönetim,
Eğitimi sadece okulun sorumluluğunda bırakırsa,
Bir çocuğun geleceğini hep birlikte ziyan ederiz.
Ama el ele verirsek:
Bir mahalle kütüphanesi umut olur.
Bir spor sahası gençliği sokaktan çeker.
Bir kültürel etkinlik ufuk açar.
Bir destek kampanyası hayalleri yeşertir.
Unutmayalım:
Bugün sokakta gördüğümüz çocuk, yarının doktoru, öğretmeni, sanatçısı ya da yöneticisi.
Ama aynı zamanda, ihmal edilirse, yarının öfkesi, kaygısı, hatta suça yönelen bireyi olabilir.
Hangisini görmek istiyorsak,
Ona göre elimizi taşın altına koymalıyız.
Çünkü eğitim, sadece öğretmenin ya da velinin değil,
Toplumun vicdan sınavıdır.
Ve hep birlikte başarılı olursak,
Birlikte güçlü bir geleceğe yürürüz.
Cengiz ÇETİK