Bugün, hayatımın birçok karesi bir film gibi gözümün önünden geçti. Ben bir öğretmendim, bir yazardım, bir babaydım.
Evet, bir babaydım.
Bir baba olmak nasıl bir duyguydu?
Baba olmak, bazen hiç konuşmadan anlatmaktır sevgiyi.
Ellerini açmadan tutmaktır çocuğunun elini.
Sessizce sırtını yasladığın bir dağ gibi durmaktır evin bir köşesinde.
Ve çoğu zaman görülmeden, anlaşılmadan yürümektir hayatın içinde.
Bir baba kolay ağlamaz.
Ama gecenin bir vakti, ailesi için endişelendiğinde yastığa sessizce dökülen gözyaşı da onundur.
Gün doğmadan yola düşen ayaklar, kuru bir ekmekle karnını doyurup evlatlarına en iyisini götürmeye çalışan eller…
Hepsi onun.
Çocuklar babayı hep güçlü sanır. Sarsılmaz, yıkılmaz, yorulmaz...
Oysa baba da insandır. Ama o, yorgunluğunu göstermez.
Çünkü bilir: Gözleri ona bakan bir çift çocuk, ona güvenen bir eş, ona yaslanan bir aile vardır.
O evde yalnızca baba değildir.
O evin duvarıdır, direğidir, çatısıdır.
Ve belki de en önemlisi: Emanetçisidir…
Evet, her baba bir emanetçidir.
Evlatlarına verilen bir ömrü, doğruyla, dürüstlükle, merhametle korumakla görevlidir.
Onlara sadece harçlık değil; ahlak bırakmak ister, karakter bırakmak ister.
Ve günü geldiğinde sessizce kenara çekilmek…
Ama arkasında dimdik duran çocuklar bırakmak ister.
O yüzden her gün biraz daha susar.
Biraz daha içine atar.
Daha çok verir, daha az alır.
Çünkü onun sevgi biçimi budur: Sessiz ama derin.
Baba olmak, geleceği omuzlamak gibidir.
Gün gelir yaşlanırsın. Saçların beyazlar, ellerin titrer.
Ama evlatların sana bakınca yine o dağ gibi gövdeyi görürler.
Çünkü sen artık sadece bir baba değil,
Onların ilk öğretmeni, ilk kahramanı,
Ve en kıymetli emaneti olmuşsundur.
Bir gün bu dünyadan çekildiğinde,
Senin yokluğunda evde bir sessizlik olur…
Ama ardından bırakılan değerler konuşmaya devam eder.
Çünkü sen, bir ömür sadece baba olmadın.
Sen, bir ömür emanetçi oldun.
Ailene, evine, çocuklarına sahip çıkan gölgede bir kahraman…
Ve o emanet, senin adını kalplerde yaşatmaya devam eder.
Unutma:
Emanetçi babalar gider,
Ama bıraktıkları gölgeler büyür…
Ve bir çınar gibi kök salar hayata.
Cengiz ÇETİK