Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
Köşe Yazarı
Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
 

ÖĞRETMEN... ÖĞRETMEN... ÖĞRETMEN...

Her öğretmenler gününde tatlı sözlerle avutularak günümüzü geçiriyoruz. Bu yılda yine değişen bir şey olmayacak… Ne 3600 gelecek, ne vergi dilimiyle uğradığımız gelir kaybının telafisi için gelişme olacak, ne de öğretmenler günü için ikramiye verilecek… Sadece programlar yapılacak, mesajlar çekilecek, birkaç avutucu sözlerle ne kadar özel ve değerli bir meslek olduğu dile getirilecek. Tabii kolay değil öyle yerine getirilemeyecek sözler söylemek, her söylenilen sözün arkasında durmak.  Bir ülkede eğitimci olmak, o ülkenin geleceğini inşa eden nesillere ufuk açmak, yol göstermek, rehber olmak, ışığına güç katmak, gerekirse ışık olup onun yolunu aydınlatmak... Öğretmen olmak için yıllarını veriyorsun, öğrencilerime bilgimi, ışığımı vereyim diye okuyorsun. Mezun oluyorsun. Bu kutsal meslek için kendini adıyorsun. Sonra… Sonra mesleğe bir türlü başlayamıyorsun. Başlasan bile ya sözleşmeli, ya vekil olarak geçici çalışıyorsun ya da çok sevdiğin mesleği yapamayıp farklı işlerde çalışıp bunalıma girip gidiyorsun. Öğretmenin vekili olmaz, daimi ve sürekli kadrolu, çalışırken içi rahat, kaybetme kaygısı olmadan huzurla çalışanı olur. Onun için öğretmenlikte vekillik, sözleşmelilik olmamalıdır. Öğretmenlik mesleğine sahip çıkılmalıdır. Saygınlığına gölge düşürülmemelidir. En ufak bir şey olduğunda idam fermanı düzenlenip, harcanmamalıdır. Veliler arasında öğretmene karşı önyargılı ve mesleğini rahat yapmasını engellemeye çalışanlara izin verilmemelidir. Veliyi tepeye çıkarıp, öğretmen aşağılatılmamalıdır. Bunu yalnız öğretmenler olarak değil; okul idaresi, ilçe, il ve bakanlık olarak da sahip çıkarak, öğretmenin saygınlığına kimsenin gölge düşürmesine hiç kimse izin vermemelidir. Öğretmenler de birbirlerine sahip çıkmalıdır. İyi öğretmen kötü öğretmen önyargılarına katılmadan meslektaşlarına sahip çıkmalıdır. Velilere, meslektaşını kötüleyen kişi, o meslek özelliğini kaybetmiş demektir. Bu tür davranış hiçbir şekilde olmamalıdır… Bazen içimizde öyle ayrıştırmalar yaşanıyor ki insanı huzursuz ediyor. Örneğin birinci sınıfa gidecek öğrencilerin hangi sınıfın öğretmeni iyi hangisi kötü reklamı yapan veliler yanında, anasınıfından gelenlerin, meslek etiğine aykırı yönlendirmeleri de olması birinci sınıfta görev alanların çalışma şevkini incitiyor. Bir de idarecilerin bazen sınıflar arası dağıtımında uçurumlar yaratması orada çalışanlar arasında huzursuzluğa neden oluyor. Ne yazık ki bunun ülkemiz gerçeği deyip durmak da hoş olmuyor. Gönül ister ki ne bir öğretmen veli tarafından görevini yapmasını engellesin, ne de sınıf dağıtımında adaletsizlik meydana getirilsin. Huzur içinde görevini yapsın. Başarılı olsun… Yanlışlara susan değil, konuşan ve sorgulayan öğretmen olmalıdır. İnsan olan, yanlışa yanlış diyebilen ve öğretmenlere yapılan her türlü saldırıda sesini çıkarıp tepkisini koyabilendir. Düşünen, sorgulayan öğretmende susmaz yerinde tepkisini koyar… Eğitimde şiddetin her türlüsüne HAYIR…  Öğretmenine sahip çıkmak, yarınına sahip çıkmaktır. Öğretmenler gününüz kutlu olsun, onurlu ve asil öğretmenlerimiz. Gelecek, sizin eserlerinizle gelecek olacaktır, her şeye rağmen… Cengiz ÇETİK
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2021 - Salı

ÖĞRETMEN... ÖĞRETMEN... ÖĞRETMEN...

Her öğretmenler gününde tatlı sözlerle avutularak günümüzü geçiriyoruz. Bu yılda yine değişen bir şey olmayacak…

Ne 3600 gelecek, ne vergi dilimiyle uğradığımız gelir kaybının telafisi için gelişme olacak, ne de öğretmenler günü için ikramiye verilecek…

Sadece programlar yapılacak, mesajlar çekilecek, birkaç avutucu sözlerle ne kadar özel ve değerli bir meslek olduğu dile getirilecek. Tabii kolay değil öyle yerine getirilemeyecek sözler söylemek, her söylenilen sözün arkasında durmak.  Bir ülkede eğitimci olmak, o ülkenin geleceğini inşa eden nesillere ufuk açmak, yol göstermek, rehber olmak, ışığına güç katmak, gerekirse ışık olup onun yolunu aydınlatmak...

Öğretmen olmak için yıllarını veriyorsun, öğrencilerime bilgimi, ışığımı vereyim diye okuyorsun. Mezun oluyorsun. Bu kutsal meslek için kendini adıyorsun. Sonra… Sonra mesleğe bir türlü başlayamıyorsun. Başlasan bile ya sözleşmeli, ya vekil olarak geçici çalışıyorsun ya da çok sevdiğin mesleği yapamayıp farklı işlerde çalışıp bunalıma girip gidiyorsun. Öğretmenin vekili olmaz, daimi ve sürekli kadrolu, çalışırken içi rahat, kaybetme kaygısı olmadan huzurla çalışanı olur. Onun için öğretmenlikte vekillik, sözleşmelilik olmamalıdır. Öğretmenlik mesleğine sahip çıkılmalıdır. Saygınlığına gölge düşürülmemelidir. En ufak bir şey olduğunda idam fermanı düzenlenip, harcanmamalıdır. Veliler arasında öğretmene karşı önyargılı ve mesleğini rahat yapmasını engellemeye çalışanlara izin verilmemelidir. Veliyi tepeye çıkarıp, öğretmen aşağılatılmamalıdır. Bunu yalnız öğretmenler olarak değil; okul idaresi, ilçe, il ve bakanlık olarak da sahip çıkarak, öğretmenin saygınlığına kimsenin gölge düşürmesine hiç kimse izin vermemelidir.

Öğretmenler de birbirlerine sahip çıkmalıdır. İyi öğretmen kötü öğretmen önyargılarına katılmadan meslektaşlarına sahip çıkmalıdır. Velilere, meslektaşını kötüleyen kişi, o meslek özelliğini kaybetmiş demektir. Bu tür davranış hiçbir şekilde olmamalıdır…

Bazen içimizde öyle ayrıştırmalar yaşanıyor ki insanı huzursuz ediyor. Örneğin birinci sınıfa gidecek öğrencilerin hangi sınıfın öğretmeni iyi hangisi kötü reklamı yapan veliler yanında, anasınıfından gelenlerin, meslek etiğine aykırı yönlendirmeleri de olması birinci sınıfta görev alanların çalışma şevkini incitiyor. Bir de idarecilerin bazen sınıflar arası dağıtımında uçurumlar yaratması orada çalışanlar arasında huzursuzluğa neden oluyor. Ne yazık ki bunun ülkemiz gerçeği deyip durmak da hoş olmuyor. Gönül ister ki ne bir öğretmen veli tarafından görevini yapmasını engellesin, ne de sınıf dağıtımında adaletsizlik meydana getirilsin. Huzur içinde görevini yapsın. Başarılı olsun…

Yanlışlara susan değil, konuşan ve sorgulayan öğretmen olmalıdır. İnsan olan, yanlışa yanlış diyebilen ve öğretmenlere yapılan her türlü saldırıda sesini çıkarıp tepkisini koyabilendir. Düşünen, sorgulayan öğretmende susmaz yerinde tepkisini koyar…

Eğitimde şiddetin her türlüsüne HAYIR…

 Öğretmenine sahip çıkmak, yarınına sahip çıkmaktır.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun, onurlu ve asil öğretmenlerimiz.

Gelecek, sizin eserlerinizle gelecek olacaktır, her şeye rağmen…

Cengiz ÇETİK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.