Bir çocuk sabah evden çıkarken ne hissediyorsa, o hissi sırtına çanta gibi alıp okula taşır. Sırtındaki çantada kitapların yanı sıra, bazen babasının sesi vardır: “Yine mi düşük not aldın!” Bazen annenin suskunluğu… Bazen akşamdan kalma bir tartışma, bazen sevgisizlik.
Çocuklar okula yalnızca bilgi almaya gitmez. Anlaşılmaya, görülmeye, sevilmeye ve güven duymaya giderler. Ama evde sevgi eksikse, okulda öfke fazlalaşır. Çünkü evde eksilen her şey, başka bir yerde taşar.
Son günlerde okullarda artan şiddet olayları sadece okulun değil, ailenin aynasıdır. Bir çocuk bağırıyorsa, ona önce kim bağırdı diye sormamız gerekir. El kaldırıyorsa, belki de ona ilk kim el kaldırdı?
Anne babalar olarak sorumluluğumuz yalnızca karne zamanı not sormak değildir. Çocuğumuzun yüzüne ne kadar sevgiyle bakıyoruz? Gün içinde ona gerçekten zaman ayırıyor muyuz? Yoksa sadece telefon ekranından kafamızı kaldırıp, “Bugün nasılsın?” demeye mi üşeniyoruz?
Aile; sevginin, değerli hissetmenin, aidiyetin öğretildiği ilk okuldur. Bu okulda dersten kaçmak, çocuğun kaderini karartabilir. Çünkü çocuk, her davranışıyla bir şey anlatır. Kimi susarak, kimi öfkeyle…
Ve unutmayalım: Bir çocuk annesinden, babasından ne görürse; topluma da onu yansıtır. Evde bağıran, okulda vurur. Evde görmezden gelinen, okulda dikkati zorla çeker. Evde yalnız bırakılan, okulda ait olmak için ne gerekiyorsa yapar.
Eğer çocuklarımızı sadece “okula göndermekle” görevimizi tamamladığımızı sanıyorsak, büyük yanılıyoruz. Çünkü asıl görev okul öncesi başlar, okul sonrası da bitmez.
Her akşam çocuğumuzun gözlerine gerçekten bakarak geçireceğimiz 10 dakika, onu hayat boyu ayakta tutacak bir sevgi kökü olabilir. Ama biz onu sadece disipline etmekle, kontrol etmekle, uyarılarla büyütürsek; sevgi yerine korkuyu öğretmiş oluruz.
Çocuklar, korkudan değil; sevgiden öğrenir. Saygı duyar. Gelişir.
Evde sevgiyle büyüyen çocuk, okula huzurla gider. Huzurla giden çocuk, sınıfta şiddet değil; ışık üretir. Bugünün çocukları, yarının yöneticileri, öğretmenleri, doktorları... Ama önce, insan olmayı öğrenmeliler. Ve bu, evde başlar.
Unutmayalım: Evde başlayan eğitim, sokakta sınanır.
Cengiz ÇETİK