Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
Köşe Yazarı
Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
 

“Ekranlardaki Şiddet, Sokaklara Sızıyor”

  Bir gün televizyonun karşısında oturuyorum. Bir dizide mafya babası çocuklara para dağıtıyor, başka bir dizide iki arkadaş tartışıyor ve saniyeler içinde silahlar çekiliyor. En çok izlenen saatlerde, en çok izlenen kanallarda… Sonra sosyal medyaya bakıyorum. Lise önünde kavga eden iki gencin videosu milyonlarca izlenmiş. Yorumlarda “Helal olsun”, “Aslan gibi dövdü” yazıyor. Bir çocuk bunu okuyor. Ve belki bir gün, kahraman olmanın yolu bu sanıyor. Farkında mıyız? Ekranlarda akan her şiddet sahnesi, yavaş yavaş sokağa, okula, evlere sızıyor. Yapılan araştırmalar açık söylüyor: Bir çocuk, ekran başında günde ortalama 200'den fazla şiddet sahnesine maruz kalıyor. Üstelik bu sahneler sadece “kötülerden” gelmiyor. Çoğu zaman, sevdiği ve benzemek istediği kahramanlardan geliyor. Ne öğreniyor çocuk bu sahnelerden? Şiddet bir çözüm yoludur. Güçlü olan haklıdır. Hızlı öfkelenmek bir karizma göstergesidir. Kavga, arkadaş çevresinde popülerlik kazandırır. Bunu defalarca izleyen bir genç, bir gün öfkelendiğinde diyalog kurmayı mı deneyecek? Yoksa izlediği kahraman gibi hızlıca şiddete mi başvuracak? Medyada şiddetin bu kadar normalleştirilmesinin sonuçlarını okullarda, sokaklarda görüyoruz. Sadece fiziksel değil; dildeki, bakıştaki, sosyal medyadaki şiddet de büyüyor. Çocuklar sadece kavgayı taklit etmiyor. Zorbalığı, tehdit dilini, aşağılama kültürünü de öğreniyor. Peki çözüm ne? RTÜK daha etkin denetim yapmalı. Özellikle prime time’da şiddet içeriğine sınırlama getirmeli. Aileler çocuklarının izlediği dizileri, YouTube kanallarını, sosyal medya içeriklerini bilinçle takip etmeli. Okullarda medya okuryazarlığı dersi zorunlu hale gelmeli. Yayıncı kuruluşlar sorumluluk almalı, şiddet yerine çözüm ve barış odaklı hikâyelere daha çok yer vermeli. Sosyal medya platformları, gençlere pozitif içerikleri ön plana çıkaracak algoritmalar geliştirmeli. Çünkü bu mesele sadece çocukların değil, hepimizin meselesi. Çocuklar, izledikleriyle büyür. Büyüdüklerinde şiddeti bir “çözüm yolu” olarak gördülerse, bunun sorumlusu kim olacak? Ekranlardaki şiddet bir gün kapımıza dayandığında, “Ben ne yapabilirdim ki?” dememek için bugünden harekete geçmeliyiz. Unutmayalım: Medyada şiddet bir eğlence değil, bir eğitimdir. Ama yanlış bir eğitim. Ve o yanlış eğitim, bir gün çok doğru bir hayatı alt üst edebilir. Cengiz ÇETİK
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2025 -Salı

“Ekranlardaki Şiddet, Sokaklara Sızıyor”

 

Bir gün televizyonun karşısında oturuyorum. Bir dizide mafya babası çocuklara para dağıtıyor, başka bir dizide iki arkadaş tartışıyor ve saniyeler içinde silahlar çekiliyor. En çok izlenen saatlerde, en çok izlenen kanallarda…

Sonra sosyal medyaya bakıyorum. Lise önünde kavga eden iki gencin videosu milyonlarca izlenmiş. Yorumlarda “Helal olsun”, “Aslan gibi dövdü” yazıyor.
Bir çocuk bunu okuyor. Ve belki bir gün, kahraman olmanın yolu bu sanıyor.

Farkında mıyız? Ekranlarda akan her şiddet sahnesi, yavaş yavaş sokağa, okula, evlere sızıyor.

Yapılan araştırmalar açık söylüyor:
Bir çocuk, ekran başında günde ortalama 200'den fazla şiddet sahnesine maruz kalıyor. Üstelik bu sahneler sadece “kötülerden” gelmiyor. Çoğu zaman, sevdiği ve benzemek istediği kahramanlardan geliyor.

Ne öğreniyor çocuk bu sahnelerden?

  • Şiddet bir çözüm yoludur.

  • Güçlü olan haklıdır.

  • Hızlı öfkelenmek bir karizma göstergesidir.

  • Kavga, arkadaş çevresinde popülerlik kazandırır.

Bunu defalarca izleyen bir genç, bir gün öfkelendiğinde diyalog kurmayı mı deneyecek? Yoksa izlediği kahraman gibi hızlıca şiddete mi başvuracak?

Medyada şiddetin bu kadar normalleştirilmesinin sonuçlarını okullarda, sokaklarda görüyoruz. Sadece fiziksel değil; dildeki, bakıştaki, sosyal medyadaki şiddet de büyüyor.

Çocuklar sadece kavgayı taklit etmiyor.
Zorbalığı, tehdit dilini, aşağılama kültürünü de öğreniyor.

Peki çözüm ne?

  • RTÜK daha etkin denetim yapmalı. Özellikle prime time’da şiddet içeriğine sınırlama getirmeli.

  • Aileler çocuklarının izlediği dizileri, YouTube kanallarını, sosyal medya içeriklerini bilinçle takip etmeli.

  • Okullarda medya okuryazarlığı dersi zorunlu hale gelmeli.

  • Yayıncı kuruluşlar sorumluluk almalı, şiddet yerine çözüm ve barış odaklı hikâyelere daha çok yer vermeli.

  • Sosyal medya platformları, gençlere pozitif içerikleri ön plana çıkaracak algoritmalar geliştirmeli.

Çünkü bu mesele sadece çocukların değil, hepimizin meselesi.

Çocuklar, izledikleriyle büyür.
Büyüdüklerinde şiddeti bir “çözüm yolu” olarak gördülerse, bunun sorumlusu kim olacak?

Ekranlardaki şiddet bir gün kapımıza dayandığında, “Ben ne yapabilirdim ki?” dememek için bugünden harekete geçmeliyiz.

Unutmayalım:
Medyada şiddet bir eğlence değil, bir eğitimdir. Ama yanlış bir eğitim.

Ve o yanlış eğitim, bir gün çok doğru bir hayatı alt üst edebilir.

Cengiz ÇETİK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet dini chat plastik çember