Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
Köşe Yazarı
Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
 

YEŞİLE BAYRAK DİKMEK ÇOCUĞA SAHİP ÇIKMAK DEĞİL Mİ?

  Çocuklarımıza aktarılmak üzere biz büyüklere emanet doğayı koruyamazsak, bayrağımızı yeşilin kalesinde dalgalandıramaz, sadece hamasete araç edersek geleceğimiz olan çocuklara; suyu, havası, toprağı kirlenmiş, yaşanamaz bir ülke bırakmış olmaz mıyız? Canlılığını kaybetmiş, yaşanmaz bir ülke vatan olabilir mi? Çocuklarımıza sahip çıkmak, onlara değer vermek;  geleceğimiz olan çocuklara yaşanabilir, özgür  bir dünya bırakacak bir irade ile mümkün değil mi? Ülkeyi yöneten irade, çocuklarımızın önüne yatıp, onları kötülüklerden koruyabiliyor mu? Çocuklara verilmek üzere bizlere emanet edilen doğaya sahip çıkabiliyor mu? O zaman, 23 Nisan’ın şekilciliğe boğularak içeriği boşaltılması, hamasetle ve alternatif kutlamalarla amacından uzaklaştırılması karşısında oturup düşünmemiz, bu bayramın ruhuna ve amacına uygun bir tavır sergilememiz gerekmiyor mu? Geleceğimiz çocuklarımız için yaşamı özgürleştirecek,  yaşam alanlarımız doğayı koruyacak bayrağımızı yeşil bir çevrede dalgalandırmak; çocuklara olan borcumuz değil mi? Hamasetle bu borç ödenmiyor. Bu nedenle çocuklarımızın geleceği mevzi kaybediyor, onlara yaşanmaz bir vatan bırakacak irade hizmet masalıyla her şeyi paraya dönüştürme çabasıyla yaşam alanlarını talan ediyor. Bu çaba meşru değil! Meşru olan çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak… Bunun içinde 20.yüzyılın hamaset değerleriyle değil,  çağımızın ekolojik  ve demokratik  değerleriyle mücadele etmek gerekiyor. Çünkü verilecek mücadeleyi ve meşruluğu bu değerler besliyor. “Güçlü olan değil, meşru olan haklıdır”; haklıysak ve de meşruysak ne duruyoruz? Bu duygu ve önerilerle çocuklarımızın bayramını kutluyorum.   Mesut Karakoyunlu
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2022 - Pazartesi

YEŞİLE BAYRAK DİKMEK ÇOCUĞA SAHİP ÇIKMAK DEĞİL Mİ?

 

Çocuklarımıza aktarılmak üzere biz büyüklere emanet doğayı koruyamazsak, bayrağımızı yeşilin kalesinde dalgalandıramaz, sadece hamasete araç edersek geleceğimiz olan çocuklara; suyu, havası, toprağı kirlenmiş, yaşanamaz bir ülke bırakmış olmaz mıyız? Canlılığını kaybetmiş, yaşanmaz bir ülke vatan olabilir mi? Çocuklarımıza sahip çıkmak, onlara değer vermek;  geleceğimiz olan çocuklara yaşanabilir, özgür  bir dünya bırakacak bir irade ile mümkün değil mi? Ülkeyi yöneten irade, çocuklarımızın önüne yatıp, onları kötülüklerden koruyabiliyor mu? Çocuklara verilmek üzere bizlere emanet edilen doğaya sahip çıkabiliyor mu?

O zaman, 23 Nisan’ın şekilciliğe boğularak içeriği boşaltılması, hamasetle ve alternatif kutlamalarla amacından uzaklaştırılması karşısında oturup düşünmemiz, bu bayramın ruhuna ve amacına uygun bir tavır sergilememiz gerekmiyor mu?

Geleceğimiz çocuklarımız için yaşamı özgürleştirecek,  yaşam alanlarımız doğayı koruyacak bayrağımızı yeşil bir çevrede dalgalandırmak; çocuklara olan borcumuz değil mi?

Hamasetle bu borç ödenmiyor.

Bu nedenle çocuklarımızın geleceği mevzi kaybediyor, onlara yaşanmaz bir vatan bırakacak irade hizmet masalıyla her şeyi paraya dönüştürme çabasıyla yaşam alanlarını talan ediyor.

Bu çaba meşru değil!

Meşru olan çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak…

Bunun içinde 20.yüzyılın hamaset değerleriyle değil,  çağımızın ekolojik  ve demokratik  değerleriyle mücadele etmek gerekiyor. Çünkü verilecek mücadeleyi ve meşruluğu bu değerler besliyor.

“Güçlü olan değil, meşru olan haklıdır”; haklıysak ve de meşruysak ne duruyoruz?

Bu duygu ve önerilerle çocuklarımızın bayramını kutluyorum.

 

Mesut Karakoyunlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.