CHP'de il ve ilçe başkanı ve yönetimlerini belirleyen kongreler, genel başkanlık yönetimini ve parti meclisinin oluşumunu sağlayan kurultay, delege ve parti üyelerini siyasi olarak motive eden ve de katılımcıların çok şey öğrendikleri ve deneyimledikleri
birer okul işlevi görürler.
Toplumsal hizmet yarışına dönüşen seçimli demokratik kongreler ve kurultaylar bu nedenle önemlidirler.
Bu, siyasetin gönüllü olarak yapılan, amacı topluma hizmet olan kongrelerde ve kurultayda gerçekleşen demokratik yarışları, ulusal ve uluslararsı maçlara çıkan spor takımlarının kıran kırana müsabakalarıyla, ya da savaşlarla karıştırlmamalıdır.
Çünkü takımlar arası rekabette kazanan tarafın attığı zafer çığlıkları ayrımcı, aşağılayıcı, kötücül nefret diline dönüşüp ölümcül tartışma ve kavgalara neden olabilmektedir.
Bu nedenle; aynı parti, aynı program ve aynı tüzükle biraraya gelen parti üyelerinin, kongrelerinde ve kurultayında rakiplerin yarış sonucunda elde ettikleri başarıyı zafer çığlığı ile yüksek perdeden seslendirmeleri parti içinde çatışma ve kavgaya eğilimini arrttırır.
"Zafer", herhangi bir rekabette üstünlük veya genel olarak askeri operasyonlarda ya da savaş sonrasında elde edilen başarı için kullanılan bir savaş terimidir.
Askeri bir başarı olan zafer, siyasi partilerin parti içi yarışta, yarışanların değil partinin zaferi olarak görülmelidir.
Siyasi partilerin kongrelerinde ve kurultaylarında yaşanan rekabet demokratiktir, parti bayrağını daha ileri götürme iddiasını taşır.
Bu nedenle kazanan, birbirine rakip olan kişiler değil, partinin ta kendisidir.
CHP içinde kongre ve kurultay süreçlerine bu anlayışla yakalaşmaz isek parti içi huzursuzluk, husumet ve çatışma yaratır.
Bu durumda aynı partililer birbirine düşer, kimisi küser, siyasetten uzaklaşır, çıkarını iktidar partisinde görenler parti değiştirir, bazıları Kayyum olma hevesiyle kinini 5 bin polisle kusar, parti bütünlüğü yara alır,
olan partiye olur.
Bugün mahkeme süreçleri ile yaşadığımız sıkıntılar, bunun kanıtı.
50 yıldır siyaseti yakından izleyen, sorumluluk alıp 2001- 2009 yılları arasında 8 yıl Finike İlçe Başkanlığı yapan, bu arada aday çıkmadığı için elini taşın altına koyup iki kez Finike Belediye Başkan adayı olan, son yıllarda kafa yorarak, yazarak, partiye fikri katkı sunmaya çalışan bir kişi olarak CHP kongre sürecini yakından izliyorum.
Kendi ilçemde tanık olduğum Zafer çığlıklarının parti benim olacak algısı veren, partide düşman hukuku oluşturacak bir eğilime yöneldiğini seziyorum.
Aman dikkat! diyorum.
Çünkü yıllardır süren kırgınlık ve küskünlüklerin rövanşı gibi görünen bir kongre süreci içinden mi geçiyoruz gibi bir algı hissediliyor.
Tarafların bu algıya fırsat verecek, partiyi sıkıntıya sokacak bir yanlışlığa izin vermemelerini, kazananın da kaybedenin de parti kazandı yaklaşımını benimsemelerini, 18 Eylül 2025 tarihinde yapılacak Finike ilçe Kongresinin sağduyunun hakim olduğu bir kongre olasını istiyorum.
Ülke genelinde yapılan ve yapılacak olan ilçe , il kongrelerinin ve de kurultayın milletimize hayırlı ve yararlı olmasını diliyorum.
Mesut Karakoyunlu
CHP Finikeİlçe eski Başkanı