İnsanı insana
düşman yapan baskı düzeninde, saldırdığı göstericiyle kardeşleşen bir polisin hikâyesi...
1 Mayıs kutlamalarına katılmak için eğitim
emekçileri ve işçi arkadaşlarla birlikte Finike'den Antalya'ya otobüsle gittik.
Şarampol mevkiinde yürüyüş kortejine katıldık.
Şehrin doğusundan ve batısından gelenlerle Kalekapısı'da birleşip Tophane'de toplanmak üzere yürüyüşe geçtik.
Kalekapısı'na gelinceye kadar bir sorunla karşılaşmadık. Kitleler Kalekapısı'nda yığılmaya başlayınca, Tophane'ye giden yolun polis bedenleriyle oluşturulan barikatla kapatılmış olduğunu gördük.
Barikatın açılması için tertip komitesi üyelerinin başlattığı görüşmelerden sonuç alınmayınca, itiş kakışlarla başlayan,havaya kalkan coplarla yumruk ve pankart sopalarıyla çatışmaya dönüşen ortamda nereden geldiği belli olmayan bir silah sesi duyuldu.
Bunun üzerine kitlede bir çözülme başladı. Bunu fırsat bilen polisler, kaçan göstericilerin arkasında coplarıyla saldırıya geçtiler.
Bu sırada, ben, Kaleiçi'ne inen sokağa yöneldim.
Sırtıma yediğim bir copla yere sürsüldüm. Kalkamadan polis üstüme oturup, sırtıma, kafama cop vurmaya başladı.
Tam bu sırada birbiri ardına silahlar patlamaya başladı. Üstümde oturup beni coplayan polis, korunmak için kendisini yüzüstü yere attı.
İkimiz de yerde, bir süre yüz yüze göz göze kaldık.
Gözlerimizdeki korku, sanki sizler birbirinize düşman değil, bu ülkenin insanlarısınız diyor gibiydi.
Silah sesleri yerde bizi eşitlemişti.
Yüzündeki ifadeden anladığım; artık beni derdest edilecek düşman değil insan görüyordu. O da polis değil sıradan insan olmuştu.
Benim hissettiklerimi duyumsamış olacak ki, bir kardeşine yardım edercesine, gözleriyle bana hadi git buradan, hadi çabuk ol, der gibi işaret veriyordu.
Beni coplayan polis gitmiş yerine, beni şiddetten koruyan bir insan gelmişti.
Minnet ifadesiyle yerden hızla kalktım, Kaleiçi sokağına girmeden arkama baktığımda polisin hâlâ yüz üstü yerde yattığını gördüm.
Yaptığı insani davranışla, o şiddet ortamında polis sıfatından sıyrılmanın keyfini mi yaşıyordu ne!?...
Mesut Karakoyunlu