Ülkemizde gündeme damgasını vuran her olay sanki tiyatro ama bu bildiğimiz tiyatro değil, sarı tiyatro..
Sahneleri, yalaka medya, dijital mecra....
Amacı; dayandığı tek adam rejimini yanlışa düşmesin diye uyarmak değil, iktidar adına muhalifleri yalan ve iftira ile karalamak ve de bundan nemalanmak...
Bunlara soytarı demek tarihte kendine yer bulan saray soytarılığına zul'dür. Bunlara dense dense dalkavuk tiyatrosunun oyuncuları denir.
Bildiğimiz eleştirel tiyatronun kökeninde, yüzyıllarca saraylarda krallara şaklabanlık yaparak, hatta kral'a parmak atacak kadar ileri giden, ekselanslarını uyaran ve yanlış yapmasını önleyen soytarılar vardır.
Diplomatik zekaya sahip olan soytarılar, teatral beceriyle mizahı birlikte yürüttüğü için, aşırılıkları hoşgörüyle karşılanırdı.
Tarih içinde profesyonel danışmanlık geliştikçe soytarılar işsiz kaldı, saraylardan azledildiler.
Bu sefer bu insanlar hünerlerini, sokakta, alanlarda içyüzlerini çok iyi bildikleri saraylar hakkında oyunlar sergileyerek, halka zulmeden kralları komikliklerle uyarmaya başladılar.
Böylece bugünlere gelen eleştirel tiyatronun temellerini attılar.
Böylece Avrupa'da demokrasinin gelişimine katkı sundular.
Demokrasi geliştikçe sarayların siyasi gücü azaldı, sembolik düzeye indiler.
Ülkemizde de dalkavuk tiyatrosu güçlendikçe demokrasi ülkeden uzaklaşıyor, demokrasiden boşalan yeri de tek adam rejimi mi dolduruyor ne!?
Mesut Karakoyunlu