Gerçek cesareti ifade etmek için zaman zaman anlatılan bir fıkra..
'''Karacıların komutanı tatbikat sırasında
bir asker çağırmış.
Asker:
Emret komutanım"
diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş.
Daha sonra da bir tanka
askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş.
Asker kılını bile kıpırdatmadan
yattığı yerde beklemiş ve
malumunuz ezilmiş.
Komutan diğerlerine dönerek:
-"İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı
bir asker çağırmış.
Asker:
Emret komutanım
diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş.
Asker helikoptere binmiş ve havalanmış.
Daha sonra komutanı askere
aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş,
asker de emre itaat etmiş ve atlamış.
Yere çakılmış
ve can vermiş.
Komutan da diğerlerine dönerek:
-"İşte cesaret" demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana.
Denizci komutan askerini çağırmış.
Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve;
"Emret komutanım" demiş.
Komutan;
-"Derhal denize atla
ve 10 dakika yüzeye çıkma" demiş.
Asker;
"HADİ ORADAN!”demiş.
Komutan diğer komutanlara dönerek:
-"İşte asıl cesaret bu" demiş.'''
....
Ana Muhalefet Partisi dönem sözcüsü bürokratlara mealen;
"Kamu görevlileri, iktidarın değil, devletin memurlarıdır ve görevleri kanunla sınırlıdır. Bu nedenle iktidar partisinin kanun dışı taleplerini yerine getirenler suç işlemiş olurlar..
Biz, devlette, kanunsuz işlerin takipçisiyiz." şeklinde bir uyarıda bulundu.
CHP sözcüsü demek istedi ki;
Kamuda suça ortak olmak cesaret değil..
Asıl cesaret; iktidarın, suç teşkil eden isteğine itaat etmeyerek, denizci asker gibi "HADİ ORADAN!" diyebilmektir.
Mesut Karakoyunlu