Zorunlu sürgün.. Gönüllü sürgün.. Yurdunda sürgün.. İşinden aşından sürgün olmak... Ülkede, hak ararken sihlahlı sadırıya uğrayan, ölümle tehdit edilen bazı aydın, gazeteci ve sanatcılar bir şekilde yurtdışına çıkarak zorunlu sürgün yaşıyor. Ülkede gelecek göremeyen gençlerin  fırsat bulanları yurt dışında, bulamayanları başka ülkede yaşama özlemiyle gönüllü sürgün hayali kuruyor. Herşeye rağmen ülkesinde yaşamak için demokrasi hedefiyle direnç gösteren ülke nüfusunun yarısından fazla muhalifler; ötekileştirilip, hainleştirilip, düşmanlaştırılarak yurdunda sürgün olanlar. Bunların bir kısmı emek verdikleri ekmek kapılarından kovularak, bir kısmı da cezaevlerinde rehin tutularak sürgün.. Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında bu ülkede 150 yıllık geçmişi olan parlameter demokrasiyi bile çok görenler, ülkenin kaderini belirleyen tek adamlık rejimini ülkeye taşıdıkları için böyle oldu demiyorum. Çünkü; Cumhuriyeti korumakla görevli olan cumhuriyrtciler, korumayı; Cumhuriyeti demokratikleştirme yerine,  havale ettikleri gücün gölgesine yatıp, rehavet yaşarken, Cumhuriyetin altının oyulduğunu göremedi. Bu millete sürgünleri yaşatan bugünlere geldik. Artık uyanma ve uyutulanları uyandırma zamanı; kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, ayrıştırmadan herkesi kucaklayan yeni nesil  siyaset anlayışı ile.. Bu vicdani sorumluluktan kurtulmak için 28 Mayıs 2. Tur seçimini %55-60 larda bir oy oranıyla sonuçladırma hedefiyle rehavete ve kolaycılığa yatmadan çalışmak borcumuz. Tembelliğimiz yüzünden  kaybettiğimiz Cumhuriyet adına.. Karşımızda, 2019 yılında kazanılmış seçimi vermemekle tescilli tek adam zihniyeti var.   27  Mayıs Akşamına kadar işimiz zor hem de çok zor... Ancak imkansız değil.. 28 Mayıs'da #HerŞeyÇokGüzelOlacak diyebilmek için... Biz emperyalizme karşı mücadele verip, ulusal kurtuluşu başaran,yoktan  bir Cumhuriyet kurararak imkansızı başarmış bir Mustafa K. Atatürk iradesinin ardıllarıyız.  Umudu terk etmeyelim, cürümeye başlamış bir güç karşımızda, bize ait olan kamu gücünü bize karşı kullanan... Haklı olan bizim demokratik  mücadelemiz, başkasına ait değil sadece bize ait olanı istediğimiz için... Bunu için bu mücadele insanlık onuru  mücadalesidir. Tarihte hep insanlık onuru kazanmıştır, şiddet ve zulüm karşısında... Şiddet ve zulüm sonucu yaşanan sürgünlük durumları insanlık onurumuzu yaralamaktadır. 28 Mayıs 2.tur seçimlerine böyle bakmak ve  bu ruhla mücale etmek tarihsel bir sorumuluk değil mi? O zaman!? Mesut Karakoyunlu  Finike