Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
Köşe Yazarı
Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
 

İPİN UCUNU KAÇIRMAK!

 "Poseidon kendisine söz verdiği boğayı kurban etmeyen Girit Kralı Minos’u cezalandırmak için Minos’un eşi Pasiphae’yi hedef seçer. Poseidon'un tanrısal etkisiyle Pasiphae, eşinin tanrıya sunmaktan vazgeçtiği boğayı görür görmez ona karşı dayanılmaz bir aşk hisseder. Bu ilişkiden yarı insan yarı boğa şeklinde tasvir edilen Minotaur dünyaya gelir.  Eşinin yaşadığı sapık ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan Minotaur’un varlığını öğrenen Kral Minos, halkının bu skandaldan haberi olmaması için bir kahine başvurur. Kahin, Minos’a Atinalı sanatçı Daidalos’dan bir sığınak inşa etmesini istemesini söyler. Bunun üzerine Daidalos tüm hünerini kullanarak içinden hiç kimsenin çıkamayacağı labirent şeklinde bir yapı inşa eder. Minotaur artık bu labirentin merkezinde yaşayacaktır. Yıllar sonra Minotaur labirentin içinde bir korku objesine dönüşür, çocuk etiyle beslenen. Girit’le Atinalılar arasında yapılan anlaşmaya göre Atinalılar her dokuz senede bir, 7 bakir erkek ve 7 bakire kızı vermek zorundaydı. Bu kurbanlar Girit’e gelir gelmez de Minotaur’un yaşadığı labirente bırakılıyor ve canavara yem ediliyorlardı. Atina Kıralı Egeusos'un civanmert oğluTheseus, çocuklarının seçilen kurbanlar arasına girmemeleri için sürekli dualar eden anne ve babaların çektiği acılara daha fazla dayanamayarak, Minotaur'u öldürmek için gönüllü olarak Girit’e gitmeye karar verir. O güne kadar, bu canavarı öldürmek için labirente girip de ölü veya diri çıkan olmamıştır. Girit Kralı Minos’un kızı Ariadne yakışıklı ve yürekli Theseus'a, onu görür görmez aşık olur. Öyle ki genç kız, aşkına karşılık vermesi halinde Theseus’ a yardım edeceği ve labirentin çıkış yolunu ona göstereceğini söyler. Theseus bu teklifi kabul ettiğini ve onunla evleneceğine yemin eder. Ariadne, Theseus’a labirentin içine girmesi ve Minotaur’u öldürdükten sonra çıkışı bulabilmesi için bir ip yumağı verir ve , "Aman ha gaflete gelip ipin ucunu kaçırma!" diye sıkı sıkı tenbih eder. Theseus labirente girdiğinde ipin ucunu kapıya bağlayarak yumağı elinde tutacak ve böylece geçtiği yerleri belirleyerek labirentten çıkmayı başarabilecekti. Theseus karışık koridorların içine girdikçe ipi açar. Merkezde ise az rastlanan gücü ve isteği ile bir vuruşta Minotaur’u öldürmeyi başarır. Theseus vücudunda canavarın kanıyla kapıda göründüğünde genç kız büyük bir mutlulukla ona sarılır ve hiç vakit kaybetmeden limana giderek kaçış planlarını gerçekleştirirler. Diğer kurbanlarında, hazır olarak bekletilen gemilerine binmesinden sonra Theseus, Minos’un kızı Ariadne ve diğer kurbanları alarak tekrardan Atina’ya doğru yola çıkar." Efsane devam ediyor ama adını Atina Kralı Egeusos'tan alan Ege ve Akdeniz'de Lozanla kazanılmış haklarımız vardı. Bu hakları yok sayan iktidarın Cumhuriyetin Lozanla ellerine verilen ipin ucunu Ege'de kaybedip, içine düştükleri labirentten çıkmak için oraya buraya savrulduklarını görünce bir hatırlatma yapmak istedim. Sadece Ege'de mi ipin ucunu kaybettik, efsane yaratmak adına içine sokulduğumuz ekonomik labirentte de ipin ucunu elden kaçırdık, bir türlü çıkış yolu bulamıyoruz, her gün biraz daha işsizleşiyor ve yoksullaşıyoruz. 14 milyon insanımız açlık sınırında... Sağlıkta büyük başarı hikâyeleri çıkarmaya çalışırken Covit-19 labirentinin içinden de çıkamaz duruma geldik. Bu alında da ipin ucunu kaçırdık. Virüs kıran oldu, bulaşı alanını genişleterek can almaya devam ediyor. Poseidon'a, tutamadıkları ne sözünü verdiler ki böyle cezalandırılıyoruz.(!) Kaybetmedik neyimiz mi kaldı: onurumuz; direncimizin kaynağı, umudumuzun tutamağı...  Emperyalizmin inşa ettiği, çocuklarımızın geleceğini tüketmeye başlayan bir değil birkaç labirentin içindeyiz. Çıkış yolu mu? Ucunu kaçırmamak içi hep beraber demokrasi ipini sarılmak mı ne?  Mesut Karakoyunlu
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2021 - Perşembe

İPİN UCUNU KAÇIRMAK!

 "Poseidon kendisine söz verdiği boğayı kurban etmeyen Girit Kralı Minos’u cezalandırmak için Minos’un eşi Pasiphae’yi hedef seçer. Poseidon'un tanrısal etkisiyle Pasiphae, eşinin tanrıya sunmaktan vazgeçtiği boğayı görür görmez ona karşı dayanılmaz bir aşk hisseder. Bu ilişkiden yarı insan yarı boğa şeklinde tasvir edilen Minotaur dünyaya gelir.

 Eşinin yaşadığı sapık ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan Minotaur’un varlığını öğrenen Kral Minos, halkının bu skandaldan haberi olmaması için bir kahine başvurur. Kahin, Minos’a Atinalı sanatçı Daidalos’dan bir sığınak inşa etmesini istemesini söyler. Bunun üzerine Daidalos tüm hünerini kullanarak içinden hiç kimsenin çıkamayacağı labirent şeklinde bir yapı inşa eder. Minotaur artık bu labirentin merkezinde yaşayacaktır.

Yıllar sonra Minotaur labirentin içinde bir korku objesine dönüşür, çocuk etiyle beslenen. Girit’le Atinalılar arasında yapılan anlaşmaya göre Atinalılar her dokuz senede bir, 7 bakir erkek ve 7 bakire kızı vermek zorundaydı. Bu kurbanlar Girit’e gelir gelmez de Minotaur’un yaşadığı labirente bırakılıyor ve canavara yem ediliyorlardı.

Atina Kıralı Egeusos'un civanmert oğluTheseus, çocuklarının seçilen kurbanlar arasına girmemeleri için sürekli dualar eden anne ve babaların çektiği acılara daha fazla dayanamayarak, Minotaur'u öldürmek için gönüllü olarak Girit’e gitmeye karar verir. O güne kadar, bu canavarı öldürmek için labirente girip de ölü veya diri çıkan olmamıştır.

Girit Kralı Minos’un kızı Ariadne yakışıklı ve yürekli Theseus'a, onu görür görmez aşık olur. Öyle ki genç kız, aşkına karşılık vermesi halinde Theseus’ a yardım edeceği ve labirentin çıkış yolunu ona göstereceğini söyler. Theseus bu teklifi kabul ettiğini ve onunla evleneceğine yemin eder. Ariadne, Theseus’a labirentin içine girmesi ve Minotaur’u öldürdükten sonra çıkışı bulabilmesi için bir ip yumağı verir ve , "Aman ha gaflete gelip ipin ucunu kaçırma!" diye sıkı sıkı tenbih eder. Theseus labirente girdiğinde ipin ucunu kapıya bağlayarak yumağı elinde tutacak ve böylece geçtiği yerleri belirleyerek labirentten çıkmayı başarabilecekti.

Theseus karışık koridorların içine girdikçe ipi açar. Merkezde ise az rastlanan gücü ve isteği ile bir vuruşta Minotaur’u öldürmeyi başarır.

Theseus vücudunda canavarın kanıyla kapıda göründüğünde genç kız büyük bir mutlulukla ona sarılır ve hiç vakit kaybetmeden limana giderek kaçış planlarını gerçekleştirirler. Diğer kurbanlarında, hazır olarak bekletilen gemilerine binmesinden sonra Theseus, Minos’un kızı Ariadne ve diğer kurbanları alarak tekrardan Atina’ya doğru yola çıkar."

Efsane devam ediyor ama adını Atina Kralı Egeusos'tan alan Ege ve Akdeniz'de Lozanla kazanılmış haklarımız vardı. Bu hakları yok sayan iktidarın Cumhuriyetin Lozanla ellerine verilen ipin ucunu Ege'de kaybedip, içine düştükleri labirentten çıkmak için oraya buraya savrulduklarını görünce bir hatırlatma yapmak istedim.

Sadece Ege'de mi ipin ucunu kaybettik, efsane yaratmak adına içine sokulduğumuz ekonomik labirentte de ipin ucunu elden kaçırdık, bir türlü çıkış yolu bulamıyoruz, her gün biraz daha işsizleşiyor ve yoksullaşıyoruz.

14 milyon insanımız açlık sınırında...

Sağlıkta büyük başarı hikâyeleri çıkarmaya çalışırken Covit-19 labirentinin içinden de çıkamaz duruma geldik. Bu alında da ipin ucunu kaçırdık.

Virüs kıran oldu, bulaşı alanını genişleterek can almaya devam ediyor.

Poseidon'a, tutamadıkları ne sözünü verdiler ki böyle cezalandırılıyoruz.(!) Kaybetmedik neyimiz mi kaldı: onurumuz; direncimizin kaynağı, umudumuzun tutamağı...

 Emperyalizmin inşa ettiği, çocuklarımızın geleceğini tüketmeye başlayan bir değil birkaç labirentin içindeyiz.

Çıkış yolu mu?

Ucunu kaçırmamak içi hep beraber demokrasi ipini sarılmak mı ne?

 Mesut Karakoyunlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.