Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
Köşe Yazarı
Mesut KARAKOYUNLU - Emekli Öğretmen
 

ANADOLU MUCİZESİ

13. Yüzyıl Anadolu hümanizması, bilgeleri aracılığı ile yüzlerce yıl süren din savaşlarının, dondurulmuş kalplerden uzaklaştırdığı insanlığı; barışın, kardeşliğin, eşitliğin dayanışmanın ve paylaşımın kültürüyle ısıtıp yumuşatan bir iklimi mayalamaya başlamıştı. Bu iklimden beslenemeyeceklerini gören tarım din toplumu egemenleri; vahşet, kan ve gözyaşıyla toplumsal barışı, kardeşliği, dayanışma ve paylaşımı yok ederek kendi sömürü düzenlerini tekrar inşa ettiler. Dünden bugüne; yerel, bölgesel, ulusal ve küresel boyutta örgütlen paydaşlarıyla halkların kan ve gözyaşından nemalanan emperyal güçler, kin ve nefret tohumları ektikleri topraklarda, bu toprakların insanlarını birbirlerini düşürerek, kaynaklarını bir avuç insanı zenginleştirecek şekilde dünyaya pazarlar hale geldiler. Bizleri de barış, kardeşlik ve iyilik temennileriyle kendi kendimizi avutacağımız dar zamanlar ve dar alanlara sıkıştırdılar. Her yıl tekrarlanan bu ritüeller, hiç bir şeyi değiştirmese de içi boşaltılmış umutları diri tutuyor sadece... Bu umutlarla söylenen dilek ve temenniler bir taraftan teslimiyeti pekiştirirken… Diğer taraftan yaşanan haksızlığa, hukuksuzluğa ve eşitsizliğe karşı yükselecek başkaldırının direncini de korku ve baskı ile kırılmasını kolaylaştırıyor. Bugün, ülkemizde yaşadıklarımız bu büyük fotoğrafın bir parçası...  İktidar tarafından seslendirilen kin ve nefret dili, toplumun yarısını diğer yarısına düşmanlaştırmaktadır. Din üzerinden yürütülen bu süreç, ne cami ne Ramazan ne de bayram tanıyor artık. Bu mekân ve günlerin kutsiyeti çiğnenerek, kardeşlik kirletilmekte, kalpler dondurularak hissizleştirilmektedir. Tek umudumuz… 13. Yüzyılda Anadolu'da mayalanan barış içinde kardeşçe birlikte yaşama iradesi... Bu iradenin hala etkisini sürdürüyor olması ise tek tesellimiz... Kalbi soğutulmuş bir grup provokatörlerin son günlerde yaptıkları görünce çileden çıkmamak mümkün değil ama incinsen de incitme felsefesinin gereği herkesi kucaklayan, herkesle kardeşleşen, kin ve nefretten uzak yeni siyaset dili, aslında yeni değil…  Yüzyıllardır unutturulmaya çalışılan kardeşlik ve barış türkülerimizin dili. Anadolu mucizesi diyebileceğimiz bu 13. Yüzyıl kültürünün ürettiği kardeşlik ve barış türküsü söyleyenler arttıkça, bir mucize gerçekleşecek, Türkiye'nin önü açılacaktır diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Çünkü Anadolu bu konuda tecrübelerle dolu! Mesut Karakoyunlu Finike
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2021 - Cumartesi

ANADOLU MUCİZESİ

13. Yüzyıl Anadolu hümanizması, bilgeleri aracılığı ile yüzlerce yıl süren din savaşlarının, dondurulmuş kalplerden uzaklaştırdığı insanlığı; barışın, kardeşliğin, eşitliğin dayanışmanın ve paylaşımın kültürüyle ısıtıp yumuşatan bir iklimi mayalamaya başlamıştı.

Bu iklimden beslenemeyeceklerini gören tarım din toplumu egemenleri; vahşet, kan ve gözyaşıyla toplumsal barışı, kardeşliği, dayanışma ve paylaşımı yok ederek kendi sömürü düzenlerini tekrar inşa ettiler.

Dünden bugüne; yerel, bölgesel, ulusal ve küresel boyutta örgütlen paydaşlarıyla halkların kan ve gözyaşından nemalanan emperyal güçler, kin ve nefret tohumları ektikleri topraklarda, bu toprakların insanlarını birbirlerini düşürerek, kaynaklarını bir avuç insanı zenginleştirecek şekilde dünyaya pazarlar hale geldiler. Bizleri de barış, kardeşlik ve iyilik temennileriyle kendi kendimizi avutacağımız dar zamanlar ve dar alanlara sıkıştırdılar.

Her yıl tekrarlanan bu ritüeller, hiç bir şeyi değiştirmese de içi boşaltılmış umutları diri tutuyor sadece... Bu umutlarla söylenen dilek ve temenniler bir taraftan teslimiyeti pekiştirirken… Diğer taraftan yaşanan haksızlığa, hukuksuzluğa ve eşitsizliğe karşı yükselecek başkaldırının direncini de korku ve baskı ile kırılmasını kolaylaştırıyor. Bugün, ülkemizde yaşadıklarımız bu büyük fotoğrafın bir parçası...

 İktidar tarafından seslendirilen kin ve nefret dili, toplumun yarısını diğer yarısına düşmanlaştırmaktadır. Din üzerinden yürütülen bu süreç, ne cami ne Ramazan ne de bayram tanıyor artık. Bu mekân ve günlerin kutsiyeti çiğnenerek, kardeşlik kirletilmekte, kalpler dondurularak hissizleştirilmektedir.

Tek umudumuz…

13. Yüzyılda Anadolu'da mayalanan barış içinde kardeşçe birlikte yaşama iradesi...

Bu iradenin hala etkisini sürdürüyor olması ise tek tesellimiz...

Kalbi soğutulmuş bir grup provokatörlerin son günlerde yaptıkları görünce çileden çıkmamak mümkün değil ama incinsen de incitme felsefesinin gereği herkesi kucaklayan, herkesle kardeşleşen, kin ve nefretten uzak yeni siyaset dili, aslında yeni değil…

 Yüzyıllardır unutturulmaya çalışılan kardeşlik ve barış türkülerimizin dili. Anadolu mucizesi diyebileceğimiz bu 13. Yüzyıl kültürünün ürettiği kardeşlik ve barış türküsü söyleyenler arttıkça, bir mucize gerçekleşecek, Türkiye'nin önü açılacaktır diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Çünkü Anadolu bu konuda tecrübelerle dolu!

Mesut Karakoyunlu

Finike

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.