Kemal KARAKUZEY  - Tarihçi, Yazar ve E. Albay
Köşe Yazarı
Kemal KARAKUZEY - Tarihçi, Yazar ve E. Albay
 

ÜLKEMİZDE YAŞANAN TERÖR OLAYLARI, HALKIMIZIN TERÖR OLAYLARINA BAKIŞI, YAŞANAN GERÇEKLER VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

  1. Genel hususlar.      a.  Yüreği insan sevgisi odaklı ve Atatürk sevdalısı yurtsever dostlarım malumunuz yine şehit ve gazi haberleri artmaya başladı. Bu üzücü olayların geçmişte yapılan seçim ve referandumlar öncesinde olduğu gibi halkımızın görüşünü etkileyerek, oy kazanımına dönüştürmek için yapılan psikolojik bir algı operasyonun sonucu olduğu düşüncesi de bir gerçektir. Hatta siyasetçiler arasında, bu tür olayların, bir erken seçimin habercisi olduğunu iddia edenler bile var. Siyaset arenasında bu tür üzücü olayların bu iktidar tarafından dış mihraklardan organize edildiği ve önceden planlandığı da iddia edilmektedir.        b.  Bence Türk ordusu, polisi, güvenlik görevlileri, yargı mensupları ve diğer kamusal kurumlar da dâhil olmak üzere siyasetten ve irticadan uzak tutulması gereken bu teşkilatlarımızın etkisizleştirildiğini ve bu kumpas organizasyonlarının planlı bir şekilde ve dış güçlerden destekli olduğunu düşünüyorum. Bu olaylar karşısında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet ve ülke sevdalısı onurlu bir askeri ve 1997-2000 yılları arasında Hakkâri, Van, Şırnak ve K.Irak kapsayan OHAL bölgesinde iç güvenlik harekâtında görevlendirilen önemli bir komando birliğinde üç yıl görev yapmış ve bu acıları Mehmetçik ile birlikte yaşamış bir yurttaşınız ve dostunuz olarak bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum.       c.  Çok üzgünüm ve ocaklar yanıyor, analar ağlıyor ve yaşamlarının baharında ekonomik nedenlerle askerlik mesleğini seçen bekâr, nişanlı ve daha yeni evli ve çocukları olan genç fidanlarımızı kara toprağa veriyoruz. Geçmişte 20 yaşına giren her Türk gencinin vatandaşlık görevlerinden olan vatan görevi nedeniyle çok iyi eğitim alarak bu terör olaylarında görevlendiriliyorlardı. Halkımız terör olaylarında şehit ve gazi olan askerlerimizin çoğu ekonomik yönden zayıf ve bedelli askerlik yapamayan Anadolu gençlerinden oluştuğu konusunda çok büyük hoşnutsuzluk yaşıyor. Vatan görevi ayrım olmadan adil bir şekilde yapılması gereken kutsal bir vatandaşlık görevidir. Özellikle siyasetçi, varlıklı ve elit ailelerinin çocuklarının askerlik görevinden ayrı tutulması düşüncesinin halkımızda yer etmesi çok üzücüdür.      ç.  Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde 16 Şubat 1999’de bebek, kadın ve yaşlı ayırt etmeden kendi yurttaşını katleden emperyalist ve Türkiye düşmanı ülkelerce finansa edilen ve hiç endişe etmeden açıkça silah, araç ve teçhizat yönünden desteklenen PKK terör örgütünün ele başı ve cani, emperyalizmin uşağı, Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportu taşıyan Abdullah Öcalan kaçtığı Kenya’dan teslim alınarak Türkiye’ye getirilmiş ve yargılanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmıştı. Ben bu birlikte görevi bıraktığım yıl olan Temmuz 2000 yılından sonra hiç şehit vermeden birliğimden ayrılmıştım. Ama şimdi her yıl kaç şehit ve gazi verdiğimizi, ocaklara ateşin nasıl düştüğünü biliyor musunuz? Artık şehit ve gazi haberleri ülkemizde sıradan adi haber haline geldi.      d.  Benim görev yaptığım zamanlarda terörle mücadele adil bir şekilde, Mehmetçiklerimizin yaşamına ve sağlığına büyük bir titizlik gösteriliyordu. Ancak terörle mücadele ülke sınırları içerisinde milli birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken Kürt kökenli olduğunu ifade eden yurttaşlarımızın kışkırtılarak Kürt-Türk etnik ayrıştırması şekline dönüştürülerek yapılması, terörle mücadeleyi çok zorlaştırmaktadır. Çünkü terör örgütü sadece asker, güvenlik ve kamu görevlisi değil, aynı zamanda etnik köken olarak davasını savunduğu bölge halkına karşı da cinayet işliyor ve çaresiz insanları katlediyordu.  Ama acı olan nedir biliyor musunuz? Bu mücadeleyi onurlu bir şekilde fedakârlıkla yapan Türk ordusunun tüm komutanları ve hatta Genel Kurmay Başkanı bile terörist olarak yargılandı. Bizleri en çok üzen olay ise Türk milletinin bireyleri ve halkımız buna tepki bile göstermedi.         e.  Atatürk’ün yaptığı Kurtuluş savaşı ile birlikte ülkemizde “ ORDU MİLLET EL ELE ”  ve “TÜRK ASKERİ TÜRK MİLLETİNE, TÜRK MİLLETİ DE TÜRK ASKERİNE EMANETTİR.” ana düşüncesi beynimize ve yüreğimize işlenmişti. Ama şimdi Türk ordusu hakkında halkımıza yönelik yapılan olumsuz propaganda ve psikolojik harekâtla düşmanca tavır alması için ayrıştırılıyor ve etkisizleştiriliyordu. Türk ordusunu laiklik ilkesi doğrultusunda irticadan korumak için Genel Kurmay Bşk. lığının MGK.’ da yaptığı ikazları dikkate almayan ve onlara destek çıkan siyasetçilerin şimdi Feto Terör örgütüne karşı mücadele ettiğini söylemesi gerçekten çok komik oluyor. En acısı da halkımız bunlara inanıyor. Türk Ordusunda kişisel çıkarlarını ön planda tutarak Feto terör örgütü ile iş birliği yapıp belli bir yerlere gelmek için bu organizasyonlar içinde bulunan her rütbeden askerleri ve diğer meslekten olan onursuz insanlara yapılanları ise takdirle karşılıyor ve hak ettikleri karşılığı almalarından büyük bir mutluluk duyuyorum. 2.  Yaşanan olaylar ve gelişmeler.       a.  Ey benim Türkiye Cumhuriyetinin onurlu halkım, sen yaklaşık 40 yıldır şehit ve gazilerinin hesabını siyasetçilerden ve vatan hainlerinden sordun mu? Biz bu acıları neden sürekli yaşıyoruz ?? Acı haber senin ocağına düştüğü zaman mı çözüm bulunacak ??  Acaba birkaç milyon kişi ile sokaklara çıkma zamanı gelmiyor mu ?? İspanya'da Madrid şehrindeki bir metroda, Bask bölgesi ayrılıkçı terör örgütü ETA tarafından bir terör eylemi yapıldı ve 10-15 civarında ölüm olayı yaşandı. Ancak bu şehirde iki milyon kişi sokaklara döküldü. Terör bu bölgede büyük bir kalabalıkla kınandı. Artık bu ülkede terör eylemi kalmadı ve terör örgütü artık kendisini sonlandırdığını tüm dünyaya ilan etti.       b.  Hangi Avrupa ülkesinde ve terör olaylarına duyarlı çağdaş ve demokratik bir ülkede bizim ülkemizde olduğu gibi dış mihrakların desteklediği gibi kokteyl terör (PKK, YPG, ASALA ve IŞID vb.) olayları olur. Geçtiğimiz yıllarda PKK yandaşları Almanya’da bir şehirde gösteri yapmışlar ve gösteriler sırasında Alman polislerine karşı şiddet kullanarak bir polisin yaralanmasına neden olmuşlardı. Bu olaydan sonra PKK terör örgütü ve yandaşlarının Almanya’da gösteri yapmasına bile izin vermediler.       c.  Lütfen duyarlı bir yurttaş olarak başınızı yastığa koyun ve düşünün. Çocuklarınızı ve torunlarınızı aklınıza getirin. Ülkesinin istiklal ve bağımsızlığı için Kurtuluş Savaşında evlatlarını şehit veren atalarının fedakârlığının ve sahip oldukları onurunun bilincinde olan, özellikle Türkiye’nin birlik ve beraberliğine, gazilik ve şehitliğin kutsallığına olan inancı nedeniyle evlatlarını kaybeden yurtsever vatandaşlarımız        “ Vatan sağ olsun. Vatan için şehit olacak bir evladım daha var. Asla terör örgütün sevinmesine izin vermeyeceğim “ vb. tepki vermektedirler. Gerçekten bu tepkiler, hamaseten ve ülkemizdeki demografik güç ile psikososyal ve kültürel (moral gücü) gücünün ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.       ç. Sosyal medyada şehit haberlerine yazı yazan ve paylaşan insanlara ve parti yöneticilerine soruyorum. Evladı şehit olan bir anne veya babaya oğlunun şehit olduğu haberini hiç verdiniz mi? Hiç şehit ve gazi ailesine dini bayramlarda ve önemli günlerde ziyaret yaptınız mı? Şehit ve gazi derneklerine önemli günlerde ziyaret yaptınız mı? Ben terörle mücadele eden çok önemli bir birlikte şehit ve gazi işlem şube müdürü olarak da görev yaptığım için acılarını çok iyi biliyorum. Gerçekten çok zor bir durum. 3.  Konuya ilişkin değerlendirmeler, sonuçları ve alınması gereken önlemler.       a.  Geçmişte bu iktidar anayasa değişikliği ve seçim mitinglerinde sürekli anayasa değişikliği yapıldığı takdirde terörün biteceğini söylemişlerdi. Terör bitti mi? Bilakis terör yaklaşık 20 yıldır artarak devam ediyor. Halk bu verilen asılsız vaatlerin hesabını nerede soracak veya sormayı düşünüyor mu? Bu terörü destekleyen devletlerin kim olduğunu artık bilmeyen kaldı mı?        b. Acaba şimdi ülkemizde Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerini sahiplenmiş yurtsever bir devlet ve siyaset adamı bu yaşananlara izin verir miydi? Bu terör olayları devam eder ve terör örgütü yandaşları ile siyasi uzantıları olan partilere hoşgörü ile yaklaşabilir miydi? Atatürk Menemen olayında bir yedek subay Kubilay şehit edildi diye Menemen'de birçok kişi idam edildi. Atatürk şimdi olsa bu terör olaylarına izin verir miydi?         c.  Yüce önder Atatürk’ün iki önemli eserimden biri diyerek kurduğu, benim de üyesi olmaktan onur duyduğum ve siyaset yaptığım partim CHP, şimdi “ Terörü lanetleme ve artık bitirme , Barış ve Kardeşlik “ için Ankara’ dan başlayan bir yürüyüş yapma zamanı gelmedi mi? Daha ne bekliyorsun ?? Böyle yapılacak bir yürüyüş halkımızın CHP'ye olan terör konularından dolayı hiç hak etmediği ve terörist partisi ile birlikte hareket ediyor vb. gibi haksız ve olumsuz bakışı değiştirecek ve de halkımızın güvenini kazanarak en az yüzde 10 oy kazandırmasını sağlayacaktır.          ç.  Finlandiya ve Norveç devletlerinin NATO’ ya üye olmak için yaptıkları başvurusunda şimdiki iktidarın seçimlere yönelik tutumunu hayretle ve gülerek izliyorum. Halkımızı aldatmaya ve oy devşirmeye çalıştığı bir duruş olduğunu değerlendiriyorum. Yakın bir zamanda bu devletlerin güvence verdikleri veya seçimden sonra bu devletlerin NATO’ya üye olacaklarını değerlendiriyorum. Şimdi halen NATO’ya üye olan ülkelerin (Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan, Fransa vb. ülkeler başta olmak üzere) birçok devletin PKK, PYD ASALA ve FETÖ örgütüne açık bir şekilde destek vermelerine rağmen gerekli tepkileri göstermemektedirler. Neden bu konuda şimdiye kadar NATO toplantılarında bu konuda tepki gösterilerek onurlu ve kararlı bir duruş göstermediler ??          d.  Özellikle halkımızın vereceği tepkiler açısından bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün çağdaş ve gelişmiş ülkelerde bir asker şehit ve gazi olduğunda, ailesi tarafından devlet başkanının yakasına yapışıp evladının akıbetini ve nedenlerini sorgulayabiliyor. Bizim devlet adamlarımız ise “ Askerliğin fıtratında var. O da asker olmasaydı.”  vb. olumsuz ve rencide edici cevaplar veriyor ve daha sonra da hiç çekinmeden terör örgütü ile çözüm süreci başlatıyor. Terör örgütü mensuplarını devletin TV. ’na çıkarabiliyorlar.          e. Şimdi sizlerle İktidarın bu olumsuz yaklaşımına karşın biz duyarlı yurt severlerin neler yapabileceğimizi değerlendirmek istiyorum.  Değerli yurtsever dostlarım geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize tam bağımsız, ülke bütünlüğü olan, çağdaş, huzurlu, sosyal refaha ulaşmış ve kısaca Yüce Atatürk’ün milli hedeflerinde belirttiği seviyeyi yakalamak için gereken onurlu duruşu sergilemeliyiz. Artık ülkemizdeki Atatürkçü Düşünce Sistemi ve ilkelerini benimsemiş milli bilince sahip yurttaşlarımızın ve bu bağlamda Cumhuriyetin bekasına duyarlı ve sigortası olan tüm parti, dernek, sendika ve STÖ. lerinin tüm yönetici ve üyelerinin güç odaklarına hizmet etmeden ve asla kendi çıkarlarını gözetmeksizin birlik ve beraberlik içinde akıl ve bilimi kullanarak davranmaları büyük önem arz etmektedir. Ancak halen bu düşüncenin aksine olan birçok olaylar yaşamaktayız. Eğer aklımızı başımıza almazsak çok kısa bir süreçte çok kötü ve sıkıntılı olayları yaşayacağımız büyük bir gerçektir.          f.  Ben de askerlik mesleğine aşık derecede ve okullar dahil 35 yıl ülkemizin bütün illerinde ve özellikle iç güvenlik harekatında hizmet etmiş bir dostunuz olarak bazı bilgiler vermek istiyorum. Tüm halkımız bilsin ki Atatürk’ün Kuvayı milliye ruhundaki ordusu, bu iktidar ve dış güçlerinde operasyonu ile güçsüz hale getirip ülkenin çıkarlarını korumaktan uzak, disiplinsiz ve vatan sevgisi ile yapılan askerliğin şeklini bedelli askerliğe dönüştürmek suretiyle kutsallığı yok edilmek isteniyor. Jandarma sınıfı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı TSK. lerinden alınıp İç işleri bakanlığına devredilmiş ve polis haline getirilmiştir. Jandarma sınıfı TSK. lerinden alınıp İç işleri bakanlığına devredilmiş ve polis haline getirilmiştir. Ve yakın zaman da tamamen askerlik ruhu ve algısı kaldırılacaktır.          g. Halkımızın ve özellikle evlatları OHAL bölgesinde görev yapan yurttaşlarımızın yazılı ve görsel basında şehit ve gazi haberlerini duyduğunda yaptığı olumsuz psikolojik harekat ve propagandaya alet olmasıdır. Bu konuda duyduğunuz ve gördüğünüz bütün olumsuzlukları ilgili birimlere ve özellikle Genel Kurmay Bşk. lığına bildiriniz ve şikâyet ediniz. Terör olayları bölgesinde beni en çok üzen olay bazı art niyetli insanların hoşnutsuzluk yaratmak için gayret içerisinde olmasıdır. Türk Ordusunun yaptığı bu onurlu mücadelesinde ordumuzu ve onun fedakârlıkla ve en küçük bir ihmal dahi göstermeden canını hiçe sayan ve Mehmetçiklerinin bir kılına zarar gelmesin diye gayret eden onurlu mensuplarını yıpratmak için “ Askerler bu terörle mücadelen çok para alıyorlar. Bu nedenle terörün bitmesini istemiyorlar “ vb. az da olsa son derece üzücü söylentiler yapabiliyorlar. Ben bu söylentiyi ifade edenlere “ Bu tazminat olarak verilen küçük parayı ben size vereceğim ve sizin yapmanızı istiyorum.” Acaba kaç kişi gelir?          h.  Gerek savaş ve gerekse terörle mücadelede çok önemli bir hususta Askeri Sağlık Sistemidir. GATA dâhil tüm askeri sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığına bağlanması sonucunda birçok sıkıntılar yaşanmıştır. Çünkü askeri doktorların ateşli silahlı yaralanmalar ve diğer askeri sağlık konularında uzmanlaşmış olması, tahliye sistemlerinin farklı ve operasyonlarda görevlendirilecek doktorlarda yaşanacak sorunlar olması, yaralılarımızın tedavisinde birçok önemli üzücü olaylara neden olmuştur. Acilen tekrar eski sisteme dönülmeli ve askeri sağlık kurum ve kuruluşları faaliyete geçirilmelidir.          j.   Benim ailem ve çocuklarım da her iki ayda bir OHAL bölgesinden evime kısa süreli izne gelirken sağlıklı bir şekilde gelmemi ve yollarda beni lojmanların kapısında beklemelerini hiç unutamıyorum. Kızımın, annesine beni göstererek bu adam kim dediğini unutamıyorum. Ne yazık ki çocuklarımız biz babalarından uzun süre ayrı kalarak babalarının kim olduğunu bile unutabilmektedir. Ben de bir mayına basarak şehit olabilir veya uzuvlarımı kaybedebilirdim. Bir gün bile bunları düşünmeden görevimi yapmaya odaklanmıştım. Ben de Terörle mücadele eden en önemli birliklerimizden olan Kayseri Komando Tugayında 3 yıl görev yaptım ve hepsinde Van, Şırnak, Hakkâri ve civar illerinde operasyonlara katıldım. Bir operasyonda 1998 yılında iki helikopter tugay komutanımız Tuğgeneral dâhil olmak üzere bizi yaklaşık 30 kişi ile 2000 M. civarında bir dağa bıraktı ve ben de burada kış şartlarında - 30 derece sıcaklıkta 10 gün yaşadım. İnanın uyumak bile mümkün değil. Oksijen bile yeterli değil. Çok zor şartlarda görev yapılıyor ve mesleğimiz özgürlüklerden ve zevklerden feragat gerektiren kutsal bir meslektir. Sadece vatan sevgisi ile yapılabilir. Geçtiğimiz yıllarda iki uzman çavuşumuz yeterli kış teçhizatı olmadığı için donmuş ve halkımızın büyük tepkisiyle karşılaşılmıştı. Bu donma olayının tüm halkımız tarafından o zamanda hesabı sorulmalıydı. Günümüzde böyle bir şey olması çok üzücüdür ve manidardır.         l. Daha geçen haftalarda bir çok fidanımız ve yavrumuz Mehmetçikleri terör belasından ve gaflet ve de dalalet içindeki siyasetçilerin duyarsızlığı yüzünden toprağa vermiştik. Şimdi gün geçmiyor ki bu aymazlıktan ve duyarsızlıktan dolayı bu kahraman silah arkadaşlarımızı da toprağa veriyoruz. Yazılı ve görsel basında şu kadar teröristin etkisiz hale getirildiği söyleniyor ve yazılıyor. Bu bilgilerin doğruluğuna ne kadar inanmalıyız. Basında çıkan fotoğraflara bakınız toprak ve vatan için canlarını feda edenlerinin durumuna kendinizi koyunuz. İşte bu iktidarın Kuvayı milliye ruhuyla kurduğu ordumuzu Feto bahanesiyle ne hale getirdiğinin bir sonucudur. Feto terör örgütünü bu orduya sokanlar da bunlardır. Bu vatan hainlerini affedecek misiniz ?? Ben Türk ordusunda yıllarını vermiş bir arkadaşınız olarak affetmiyorum ve bu millet de affetmiyor. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Size bunları yaşatanların akıbetini çok yakında görmek istiyorum. “ BEN TÜM TÜRK MİLLETİ OLARAK TEPKİ İSTİYORUM. “ Yeter Artık. Artık Susma. Susarsan sıra senin evladına ve sana gelecek. Lütfen askerlerinizi ve ordunuzu aşağılamayınız. Onlara sahip çıkınız.                                                                                                          Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY
Ekleme Tarihi: 16 Haziran 2022 - Perşembe

ÜLKEMİZDE YAŞANAN TERÖR OLAYLARI, HALKIMIZIN TERÖR OLAYLARINA BAKIŞI, YAŞANAN GERÇEKLER VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

 

1. Genel hususlar.

     a.  Yüreği insan sevgisi odaklı ve Atatürk sevdalısı yurtsever dostlarım malumunuz yine şehit ve gazi haberleri artmaya başladı. Bu üzücü olayların geçmişte yapılan seçim ve referandumlar öncesinde olduğu gibi halkımızın görüşünü etkileyerek, oy kazanımına dönüştürmek için yapılan psikolojik bir algı operasyonun sonucu olduğu düşüncesi de bir gerçektir. Hatta siyasetçiler arasında, bu tür olayların, bir erken seçimin habercisi olduğunu iddia edenler bile var. Siyaset arenasında bu tür üzücü olayların bu iktidar tarafından dış mihraklardan organize edildiği ve önceden planlandığı da iddia edilmektedir.  

     b.  Bence Türk ordusu, polisi, güvenlik görevlileri, yargı mensupları ve diğer kamusal kurumlar da dâhil olmak üzere siyasetten ve irticadan uzak tutulması gereken bu teşkilatlarımızın etkisizleştirildiğini ve bu kumpas organizasyonlarının planlı bir şekilde ve dış güçlerden destekli olduğunu düşünüyorum. Bu olaylar karşısında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet ve ülke sevdalısı onurlu bir askeri ve 1997-2000 yılları arasında Hakkâri, Van, Şırnak ve K.Irak kapsayan OHAL bölgesinde iç güvenlik harekâtında görevlendirilen önemli bir komando birliğinde üç yıl görev yapmış ve bu acıları Mehmetçik ile birlikte yaşamış bir yurttaşınız ve dostunuz olarak bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum.

      c.  Çok üzgünüm ve ocaklar yanıyor, analar ağlıyor ve yaşamlarının baharında ekonomik nedenlerle askerlik mesleğini seçen bekâr, nişanlı ve daha yeni evli ve çocukları olan genç fidanlarımızı kara toprağa veriyoruz. Geçmişte 20 yaşına giren her Türk gencinin vatandaşlık görevlerinden olan vatan görevi nedeniyle çok iyi eğitim alarak bu terör olaylarında görevlendiriliyorlardı. Halkımız terör olaylarında şehit ve gazi olan askerlerimizin çoğu ekonomik yönden zayıf ve bedelli askerlik yapamayan Anadolu gençlerinden oluştuğu konusunda çok büyük hoşnutsuzluk yaşıyor. Vatan görevi ayrım olmadan adil bir şekilde yapılması gereken kutsal bir vatandaşlık görevidir. Özellikle siyasetçi, varlıklı ve elit ailelerinin çocuklarının askerlik görevinden ayrı tutulması düşüncesinin halkımızda yer etmesi çok üzücüdür.

     ç.  Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde 16 Şubat 1999’de bebek, kadın ve yaşlı ayırt etmeden kendi yurttaşını katleden emperyalist ve Türkiye düşmanı ülkelerce finansa edilen ve hiç endişe etmeden açıkça silah, araç ve teçhizat yönünden desteklenen PKK terör örgütünün ele başı ve cani, emperyalizmin uşağı, Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportu taşıyan Abdullah Öcalan kaçtığı Kenya’dan teslim alınarak Türkiye’ye getirilmiş ve yargılanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmıştı. Ben bu birlikte görevi bıraktığım yıl olan Temmuz 2000 yılından sonra hiç şehit vermeden birliğimden ayrılmıştım. Ama şimdi her yıl kaç şehit ve gazi verdiğimizi, ocaklara ateşin nasıl düştüğünü biliyor musunuz? Artık şehit ve gazi haberleri ülkemizde sıradan adi haber haline geldi.

     d.  Benim görev yaptığım zamanlarda terörle mücadele adil bir şekilde, Mehmetçiklerimizin yaşamına ve sağlığına büyük bir titizlik gösteriliyordu. Ancak terörle mücadele ülke sınırları içerisinde milli birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken Kürt kökenli olduğunu ifade eden yurttaşlarımızın kışkırtılarak Kürt-Türk etnik ayrıştırması şekline dönüştürülerek yapılması, terörle mücadeleyi çok zorlaştırmaktadır. Çünkü terör örgütü sadece asker, güvenlik ve kamu görevlisi değil, aynı zamanda etnik köken olarak davasını savunduğu bölge halkına karşı da cinayet işliyor ve çaresiz insanları katlediyordu.  Ama acı olan nedir biliyor musunuz? Bu mücadeleyi onurlu bir şekilde fedakârlıkla yapan Türk ordusunun tüm komutanları ve hatta Genel Kurmay Başkanı bile terörist olarak yargılandı. Bizleri en çok üzen olay ise Türk milletinin bireyleri ve halkımız buna tepki bile göstermedi.

        e.  Atatürk’ün yaptığı Kurtuluş savaşı ile birlikte ülkemizde “ ORDU MİLLET EL ELE ”  ve “TÜRK ASKERİ TÜRK MİLLETİNE, TÜRK MİLLETİ DE TÜRK ASKERİNE EMANETTİR.” ana düşüncesi beynimize ve yüreğimize işlenmişti. Ama şimdi Türk ordusu hakkında halkımıza yönelik yapılan olumsuz propaganda ve psikolojik harekâtla düşmanca tavır alması için ayrıştırılıyor ve etkisizleştiriliyordu. Türk ordusunu laiklik ilkesi doğrultusunda irticadan korumak için Genel Kurmay Bşk. lığının MGK.’ da yaptığı ikazları dikkate almayan ve onlara destek çıkan siyasetçilerin şimdi Feto Terör örgütüne karşı mücadele ettiğini söylemesi gerçekten çok komik oluyor. En acısı da halkımız bunlara inanıyor. Türk Ordusunda kişisel çıkarlarını ön planda tutarak Feto terör örgütü ile iş birliği yapıp belli bir yerlere gelmek için bu organizasyonlar içinde bulunan her rütbeden askerleri ve diğer meslekten olan onursuz insanlara yapılanları ise takdirle karşılıyor ve hak ettikleri karşılığı almalarından büyük bir mutluluk duyuyorum.

2.  Yaşanan olaylar ve gelişmeler.

      a.  Ey benim Türkiye Cumhuriyetinin onurlu halkım, sen yaklaşık 40 yıldır şehit ve gazilerinin hesabını siyasetçilerden ve vatan hainlerinden sordun mu? Biz bu acıları neden sürekli yaşıyoruz ?? Acı haber senin ocağına düştüğü zaman mı çözüm bulunacak ??  Acaba birkaç milyon kişi ile sokaklara çıkma zamanı gelmiyor mu ?? İspanya'da Madrid şehrindeki bir metroda, Bask bölgesi ayrılıkçı terör örgütü ETA tarafından bir terör eylemi yapıldı ve 10-15 civarında ölüm olayı yaşandı. Ancak bu şehirde iki milyon kişi sokaklara döküldü. Terör bu bölgede büyük bir kalabalıkla kınandı. Artık bu ülkede terör eylemi kalmadı ve terör örgütü artık kendisini sonlandırdığını tüm dünyaya ilan etti.

      b.  Hangi Avrupa ülkesinde ve terör olaylarına duyarlı çağdaş ve demokratik bir ülkede bizim ülkemizde olduğu gibi dış mihrakların desteklediği gibi kokteyl terör (PKK, YPG, ASALA ve IŞID vb.) olayları olur. Geçtiğimiz yıllarda PKK yandaşları Almanya’da bir şehirde gösteri yapmışlar ve gösteriler sırasında Alman polislerine karşı şiddet kullanarak bir polisin yaralanmasına neden olmuşlardı. Bu olaydan sonra PKK terör örgütü ve yandaşlarının Almanya’da gösteri yapmasına bile izin vermediler.

      c.  Lütfen duyarlı bir yurttaş olarak başınızı yastığa koyun ve düşünün. Çocuklarınızı ve torunlarınızı aklınıza getirin. Ülkesinin istiklal ve bağımsızlığı için Kurtuluş Savaşında evlatlarını şehit veren atalarının fedakârlığının ve sahip oldukları onurunun bilincinde olan, özellikle Türkiye’nin birlik ve beraberliğine, gazilik ve şehitliğin kutsallığına olan inancı nedeniyle evlatlarını kaybeden yurtsever vatandaşlarımız        “ Vatan sağ olsun. Vatan için şehit olacak bir evladım daha var. Asla terör örgütün sevinmesine izin vermeyeceğim “ vb. tepki vermektedirler. Gerçekten bu tepkiler, hamaseten ve ülkemizdeki demografik güç ile psikososyal ve kültürel (moral gücü) gücünün ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.

      ç. Sosyal medyada şehit haberlerine yazı yazan ve paylaşan insanlara ve parti yöneticilerine soruyorum. Evladı şehit olan bir anne veya babaya oğlunun şehit olduğu haberini hiç verdiniz mi? Hiç şehit ve gazi ailesine dini bayramlarda ve önemli günlerde ziyaret yaptınız mı? Şehit ve gazi derneklerine önemli günlerde ziyaret yaptınız mı? Ben terörle mücadele eden çok önemli bir birlikte şehit ve gazi işlem şube müdürü olarak da görev yaptığım için acılarını çok iyi biliyorum. Gerçekten çok zor bir durum.

3.  Konuya ilişkin değerlendirmeler, sonuçları ve alınması gereken önlemler.

      a.  Geçmişte bu iktidar anayasa değişikliği ve seçim mitinglerinde sürekli anayasa değişikliği yapıldığı takdirde terörün biteceğini söylemişlerdi. Terör bitti mi? Bilakis terör yaklaşık 20 yıldır artarak devam ediyor. Halk bu verilen asılsız vaatlerin hesabını nerede soracak veya sormayı düşünüyor mu? Bu terörü destekleyen devletlerin kim olduğunu artık bilmeyen kaldı mı?

       b. Acaba şimdi ülkemizde Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerini sahiplenmiş yurtsever bir devlet ve siyaset adamı bu yaşananlara izin verir miydi? Bu terör olayları devam eder ve terör örgütü yandaşları ile siyasi uzantıları olan partilere hoşgörü ile yaklaşabilir miydi? Atatürk Menemen olayında bir yedek subay Kubilay şehit edildi diye Menemen'de birçok kişi idam edildi. Atatürk şimdi olsa bu terör olaylarına izin verir miydi?

        c.  Yüce önder Atatürk’ün iki önemli eserimden biri diyerek kurduğu, benim de üyesi olmaktan onur duyduğum ve siyaset yaptığım partim CHP, şimdi “ Terörü lanetleme ve artık bitirme , Barış ve Kardeşlik “ için Ankara’ dan başlayan bir yürüyüş yapma zamanı gelmedi mi? Daha ne bekliyorsun ?? Böyle yapılacak bir yürüyüş halkımızın CHP'ye olan terör konularından dolayı hiç hak etmediği ve terörist partisi ile birlikte hareket ediyor vb. gibi haksız ve olumsuz bakışı değiştirecek ve de halkımızın güvenini kazanarak en az yüzde 10 oy kazandırmasını sağlayacaktır.

         ç.  Finlandiya ve Norveç devletlerinin NATO’ ya üye olmak için yaptıkları başvurusunda şimdiki iktidarın seçimlere yönelik tutumunu hayretle ve gülerek izliyorum. Halkımızı aldatmaya ve oy devşirmeye çalıştığı bir duruş olduğunu değerlendiriyorum. Yakın bir zamanda bu devletlerin güvence verdikleri veya seçimden sonra bu devletlerin NATO’ya üye olacaklarını değerlendiriyorum. Şimdi halen NATO’ya üye olan ülkelerin (Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan, Fransa vb. ülkeler başta olmak üzere) birçok devletin PKK, PYD ASALA ve FETÖ örgütüne açık bir şekilde destek vermelerine rağmen gerekli tepkileri göstermemektedirler. Neden bu konuda şimdiye kadar NATO toplantılarında bu konuda tepki gösterilerek onurlu ve kararlı bir duruş göstermediler ??

         d.  Özellikle halkımızın vereceği tepkiler açısından bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün çağdaş ve gelişmiş ülkelerde bir asker şehit ve gazi olduğunda, ailesi tarafından devlet başkanının yakasına yapışıp evladının akıbetini ve nedenlerini sorgulayabiliyor. Bizim devlet adamlarımız ise “ Askerliğin fıtratında var. O da asker olmasaydı.”  vb. olumsuz ve rencide edici cevaplar veriyor ve daha sonra da hiç çekinmeden terör örgütü ile çözüm süreci başlatıyor. Terör örgütü mensuplarını devletin TV. ’na çıkarabiliyorlar.

         e. Şimdi sizlerle İktidarın bu olumsuz yaklaşımına karşın biz duyarlı yurt severlerin neler yapabileceğimizi değerlendirmek istiyorum.  Değerli yurtsever dostlarım geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize tam bağımsız, ülke bütünlüğü olan, çağdaş, huzurlu, sosyal refaha ulaşmış ve kısaca Yüce Atatürk’ün milli hedeflerinde belirttiği seviyeyi yakalamak için gereken onurlu duruşu sergilemeliyiz. Artık ülkemizdeki Atatürkçü Düşünce Sistemi ve ilkelerini benimsemiş milli bilince sahip yurttaşlarımızın ve bu bağlamda Cumhuriyetin bekasına duyarlı ve sigortası olan tüm parti, dernek, sendika ve STÖ. lerinin tüm yönetici ve üyelerinin güç odaklarına hizmet etmeden ve asla kendi çıkarlarını gözetmeksizin birlik ve beraberlik içinde akıl ve bilimi kullanarak davranmaları büyük önem arz etmektedir. Ancak halen bu düşüncenin aksine olan birçok olaylar yaşamaktayız. Eğer aklımızı başımıza almazsak çok kısa bir süreçte çok kötü ve sıkıntılı olayları yaşayacağımız büyük bir gerçektir.

         f.  Ben de askerlik mesleğine aşık derecede ve okullar dahil 35 yıl ülkemizin bütün illerinde ve özellikle iç güvenlik harekatında hizmet etmiş bir dostunuz olarak bazı bilgiler vermek istiyorum. Tüm halkımız bilsin ki Atatürk’ün Kuvayı milliye ruhundaki ordusu, bu iktidar ve dış güçlerinde operasyonu ile güçsüz hale getirip ülkenin çıkarlarını korumaktan uzak, disiplinsiz ve vatan sevgisi ile yapılan askerliğin şeklini bedelli askerliğe dönüştürmek suretiyle kutsallığı yok edilmek isteniyor. Jandarma sınıfı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı TSK. lerinden alınıp İç işleri bakanlığına devredilmiş ve polis haline getirilmiştir. Jandarma sınıfı TSK. lerinden alınıp İç işleri bakanlığına devredilmiş ve polis haline getirilmiştir. Ve yakın zaman da tamamen askerlik ruhu ve algısı kaldırılacaktır.

         g. Halkımızın ve özellikle evlatları OHAL bölgesinde görev yapan yurttaşlarımızın yazılı ve görsel basında şehit ve gazi haberlerini duyduğunda yaptığı olumsuz psikolojik harekat ve propagandaya alet olmasıdır. Bu konuda duyduğunuz ve gördüğünüz bütün olumsuzlukları ilgili birimlere ve özellikle Genel Kurmay Bşk. lığına bildiriniz ve şikâyet ediniz. Terör olayları bölgesinde beni en çok üzen olay bazı art niyetli insanların hoşnutsuzluk yaratmak için gayret içerisinde olmasıdır. Türk Ordusunun yaptığı bu onurlu mücadelesinde ordumuzu ve onun fedakârlıkla ve en küçük bir ihmal dahi göstermeden canını hiçe sayan ve Mehmetçiklerinin bir kılına zarar gelmesin diye gayret eden onurlu mensuplarını yıpratmak için “ Askerler bu terörle mücadelen çok para alıyorlar. Bu nedenle terörün bitmesini istemiyorlar “ vb. az da olsa son derece üzücü söylentiler yapabiliyorlar. Ben bu söylentiyi ifade edenlere “ Bu tazminat olarak verilen küçük parayı ben size vereceğim ve sizin yapmanızı istiyorum.” Acaba kaç kişi gelir?

         h.  Gerek savaş ve gerekse terörle mücadelede çok önemli bir hususta Askeri Sağlık Sistemidir. GATA dâhil tüm askeri sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığına bağlanması sonucunda birçok sıkıntılar yaşanmıştır. Çünkü askeri doktorların ateşli silahlı yaralanmalar ve diğer askeri sağlık konularında uzmanlaşmış olması, tahliye sistemlerinin farklı ve operasyonlarda görevlendirilecek doktorlarda yaşanacak sorunlar olması, yaralılarımızın tedavisinde birçok önemli üzücü olaylara neden olmuştur. Acilen tekrar eski sisteme dönülmeli ve askeri sağlık kurum ve kuruluşları faaliyete geçirilmelidir.

         j.   Benim ailem ve çocuklarım da her iki ayda bir OHAL bölgesinden evime kısa süreli izne gelirken sağlıklı bir şekilde gelmemi ve yollarda beni lojmanların kapısında beklemelerini hiç unutamıyorum. Kızımın, annesine beni göstererek bu adam kim dediğini unutamıyorum. Ne yazık ki çocuklarımız biz babalarından uzun süre ayrı kalarak babalarının kim olduğunu bile unutabilmektedir. Ben de bir mayına basarak şehit olabilir veya uzuvlarımı kaybedebilirdim. Bir gün bile bunları düşünmeden görevimi yapmaya odaklanmıştım. Ben de Terörle mücadele eden en önemli birliklerimizden olan Kayseri Komando Tugayında 3 yıl görev yaptım ve hepsinde Van, Şırnak, Hakkâri ve civar illerinde operasyonlara katıldım. Bir operasyonda 1998 yılında iki helikopter tugay komutanımız Tuğgeneral dâhil olmak üzere bizi yaklaşık 30 kişi ile 2000 M. civarında bir dağa bıraktı ve ben de burada kış şartlarında - 30 derece sıcaklıkta 10 gün yaşadım. İnanın uyumak bile mümkün değil. Oksijen bile yeterli değil. Çok zor şartlarda görev yapılıyor ve mesleğimiz özgürlüklerden ve zevklerden feragat gerektiren kutsal bir meslektir. Sadece vatan sevgisi ile yapılabilir. Geçtiğimiz yıllarda iki uzman çavuşumuz yeterli kış teçhizatı olmadığı için donmuş ve halkımızın büyük tepkisiyle karşılaşılmıştı. Bu donma olayının tüm halkımız tarafından o zamanda hesabı sorulmalıydı. Günümüzde böyle bir şey olması çok üzücüdür ve manidardır.

        l. Daha geçen haftalarda bir çok fidanımız ve yavrumuz Mehmetçikleri terör belasından ve gaflet ve de dalalet içindeki siyasetçilerin duyarsızlığı yüzünden toprağa vermiştik. Şimdi gün geçmiyor ki bu aymazlıktan ve duyarsızlıktan dolayı bu kahraman silah arkadaşlarımızı da toprağa veriyoruz. Yazılı ve görsel basında şu kadar teröristin etkisiz hale getirildiği söyleniyor ve yazılıyor. Bu bilgilerin doğruluğuna ne kadar inanmalıyız. Basında çıkan fotoğraflara bakınız toprak ve vatan için canlarını feda edenlerinin durumuna kendinizi koyunuz. İşte bu iktidarın Kuvayı milliye ruhuyla kurduğu ordumuzu Feto bahanesiyle ne hale getirdiğinin bir sonucudur. Feto terör örgütünü bu orduya sokanlar da bunlardır. Bu vatan hainlerini affedecek misiniz ?? Ben Türk ordusunda yıllarını vermiş bir arkadaşınız olarak affetmiyorum ve bu millet de affetmiyor. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Size bunları yaşatanların akıbetini çok yakında görmek istiyorum. “ BEN TÜM TÜRK MİLLETİ OLARAK TEPKİ İSTİYORUM. “ Yeter Artık. Artık Susma. Susarsan sıra senin evladına ve sana gelecek. Lütfen askerlerinizi ve ordunuzu aşağılamayınız. Onlara sahip çıkınız.

 

                                                                                                       Tarihçi, Yazar ve E. Albay Kemal KARAKUZEY

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.