Feray ATALAY- TÖVİŞ BAŞKANI
Köşe Yazarı
Feray ATALAY- TÖVİŞ BAŞKANI
 

EŞYA BİZE KENDİNİ DİKTE ETTİRİR

  .Doğa, bir şeyin varlık sebebi, var olma biçimi ya da özünü belirtmek için de kullanılır. "eşyanın tabiatı" ya da "şeylerin doğası"  Aristoteles, doğayı olduğu gibi, yani duyumlarımıza göründüğü biçimiyle bilmek ister ve bu yönüyle Platon’dan tamamen ayrılır. Platon’a göre “bilmek eşyanın ideal şekillerini tanımak demektir. Söz gelişi, insanı incelerken; insanın nasıl olduğunu değil, nasıl olması gerektiğini araştırmak gerekir. Platon için bir şeyi bilmekle bu şeyin idesini bilmek eşdeğerdedir. Oysa Aristo tam tersine, özellikle de ‘tek tek şeylerle’ ilgilenir ve düşünce eylemi varlıkların ve varlıklar arasındaki münasebetlerin, zihnimizdeki bir aksidir. Bundan dolayı düşünce eylemi gerçeklik dünyasına uygundur. Aristoteles’e göre “eşya kendini bize dikte ettirir”. Tüm bunlar bizi doğa, eşya ve eşyanın tabiatı ve eşyanın ya da şeylerin hayatımıza etkisi şeklinde etkileşen düşünce zincirine sokuyor.   Aristoteles'ten öncekiler varlığın doğasını, varlığın maddesiyle açıklamaya çalışmış. Zamanında bunlar örneğin "sandalyenin doğası polimerdir" demiş. Oysa aristoteles biliyordu ki, polimer yalnızca potansiyel olarak sandalyeydi. Sandalye olabilmesi için ona biçimi dışarıdan verilmeliydi. Diğer taraftan, doğal varlıklarda bu form ta en baştan varlığın bir bileşeniydi. Ayrıca form ölümle birlikte yok olduğunda, madde de ölmeye başlıyordu. Benzer şekilde doğal varlıklarda form da belli bir maddeye bağlıydı. Oralardan bilim-kurgu dünyasına sesleniyordu: Polimer yerine tahta kullanıldığı gibi, et-kemik yerine silisyum kullanılamazdı. Yani doğal varlıkların doğasını belirleyen şey Aristoteles'e göre formdu. Peki, başlangıçtan bitime kadar süren bir şeyden bahsediyorsak, doğayı formun hangi zamanıyla özdeşleştirecektik? Varlığın en olgun zamanıyla… Varlığın bu olgunluğunda, form da etkinliğinin zirvesindeymiş. Artık gerçekleştirecek bir potansiyeli kalmamış. Form hem varlığın gelişme sürecinin ereği hem de bu sürecin ittiricisiymiş.  Olgun bir doğal varlığın doğası, ise türünün etkin ve yetkin bir üyesi olmakmış. Bir birleri ile iç içe geçmiş eşyanın tabiatı diğer bir adıyla şeylerin doğası. Varolduğu andan itibaren eşya sahibi tarafından kullanılmaya, kullanıldıkça da anlam ve enerji yüklemesine maruz kalır. Meteforlar oluşturur hayat hikâyemizde. Yeri gelir yüklenen anlamlar, yüklendiği anlamlar bütünüyle doğada enerji üretmeye başlar.  Mesela evinizde büyükannenizden kalma bir halı var ve büyükanneniz bu halının üstünde son nefesini verdi. Siz bu eşyayı tüm iyi niyetiniz ve sevginizle evinize alıp getirip serdiniz. O halı evinize el altından, bilinçaltı olumsuz bir şekilde “büyükannenizin son nefsini o halıda verdiği.”  mesajıyla olumsuz yüklemelere neden oluyor ve hayat sürücinizde her gün kendinize olumsuz yüklemeyi alıyorsunuz. Bu nedenle bir antikacıdan ya da bir başkasından gelen eşyanın serüvenini bilmek faydalı olabilir. Aynı şekilde kullandığımız eşyalara nasıl meteforlaştırdığımıza dikkat etmemiz gerekebilir. Tıpkı Maxwel’in düşünce enerjisi gibi eşyanında enerjisine dikkat etmek gerekir. Diğer bir adıyla totemleştirdiğimiz metoforların olumlu metoforlar olmasına dikkat etmekte fayda var.    Evimizi dekore ederken kullandığımız renklerden, objelere hemen hepsinin bize gönderdiği anlamlar ve onların enerjileri. Sürekli koyu renklerin hâkim olduğu, kanadı kolu kırık heykellerin yer aldığı ya da tek başına yalnız bir kadın portresinin bulunduğu bir evde yaşıyorsak şiddet içerikli, intahara meyilli ve yalnız yaşayan bir insan olmaktanda pek şikayet etmemek gerek gibi geliyor. Taşın sert olması gerçeğini değiştiremeyiz tabiki bu eşyanın doğasına ters ama su gibi hava gibi ferahlığı bize aktaran bir yaşam alanı oluşturarak. Eşyanın doğasını, hayatımızın doğasıyla bağdaştırabiliriz. Huzur, mutluluk ve barışı hayatımıza adapte edebilmek dileğiyle… Sevgiyle kalın…   Feray ATALAY
Ekleme Tarihi: 25 Mayıs 2021 - Salı

EŞYA BİZE KENDİNİ DİKTE ETTİRİR

  .Doğa, bir şeyin varlık sebebi, var olma biçimi ya da özünü belirtmek için de kullanılır. "eşyanın tabiatı" ya da "şeylerin doğası"  Aristoteles, doğayı olduğu gibi, yani duyumlarımıza göründüğü biçimiyle bilmek ister ve bu yönüyle Platon’dan tamamen ayrılır. Platon’a göre “bilmek eşyanın ideal şekillerini tanımak demektir. Söz gelişi, insanı incelerken; insanın nasıl olduğunu değil, nasıl olması gerektiğini araştırmak gerekir. Platon için bir şeyi bilmekle bu şeyin idesini bilmek eşdeğerdedir. Oysa Aristo tam tersine, özellikle de ‘tek tek şeylerle’ ilgilenir ve düşünce eylemi varlıkların ve varlıklar arasındaki münasebetlerin, zihnimizdeki bir aksidir. Bundan dolayı düşünce eylemi gerçeklik dünyasına uygundur. Aristoteles’e göre “eşya kendini bize dikte ettirir”. Tüm bunlar bizi doğa, eşya ve eşyanın tabiatı ve eşyanın ya da şeylerin hayatımıza etkisi şeklinde etkileşen düşünce zincirine sokuyor.

  Aristoteles'ten öncekiler varlığın doğasını, varlığın maddesiyle açıklamaya çalışmış. Zamanında bunlar örneğin "sandalyenin doğası polimerdir" demiş. Oysa aristoteles biliyordu ki, polimer yalnızca potansiyel olarak sandalyeydi. Sandalye olabilmesi için ona biçimi dışarıdan verilmeliydi. Diğer taraftan, doğal varlıklarda bu form ta en baştan varlığın bir bileşeniydi. Ayrıca form ölümle birlikte yok olduğunda, madde de ölmeye başlıyordu. Benzer şekilde doğal varlıklarda form da belli bir maddeye bağlıydı. Oralardan bilim-kurgu dünyasına sesleniyordu: Polimer yerine tahta kullanıldığı gibi, et-kemik yerine silisyum kullanılamazdı.

Yani doğal varlıkların doğasını belirleyen şey Aristoteles'e göre formdu. Peki, başlangıçtan bitime kadar süren bir şeyden bahsediyorsak, doğayı formun hangi zamanıyla özdeşleştirecektik? Varlığın en olgun zamanıyla… Varlığın bu olgunluğunda, form da etkinliğinin zirvesindeymiş. Artık gerçekleştirecek bir potansiyeli kalmamış. Form hem varlığın gelişme sürecinin ereği hem de bu sürecin ittiricisiymiş.  Olgun bir doğal varlığın doğası, ise türünün etkin ve yetkin bir üyesi olmakmış.

Bir birleri ile iç içe geçmiş eşyanın tabiatı diğer bir adıyla şeylerin doğası. Varolduğu andan itibaren eşya sahibi tarafından kullanılmaya, kullanıldıkça da anlam ve enerji yüklemesine maruz kalır. Meteforlar oluşturur hayat hikâyemizde. Yeri gelir yüklenen anlamlar, yüklendiği anlamlar bütünüyle doğada enerji üretmeye başlar.  Mesela evinizde büyükannenizden kalma bir halı var ve büyükanneniz bu halının üstünde son nefesini verdi. Siz bu eşyayı tüm iyi niyetiniz ve sevginizle evinize alıp getirip serdiniz. O halı evinize el altından, bilinçaltı olumsuz bir şekilde “büyükannenizin son nefsini o halıda verdiği.”  mesajıyla olumsuz yüklemelere neden oluyor ve hayat sürücinizde her gün kendinize olumsuz yüklemeyi alıyorsunuz. Bu nedenle bir antikacıdan ya da bir başkasından gelen eşyanın serüvenini bilmek faydalı olabilir. Aynı şekilde kullandığımız eşyalara nasıl meteforlaştırdığımıza dikkat etmemiz gerekebilir. Tıpkı Maxwel’in düşünce enerjisi gibi eşyanında enerjisine dikkat etmek gerekir. Diğer bir adıyla totemleştirdiğimiz metoforların olumlu metoforlar olmasına dikkat etmekte fayda var.

   Evimizi dekore ederken kullandığımız renklerden, objelere hemen hepsinin bize gönderdiği anlamlar ve onların enerjileri. Sürekli koyu renklerin hâkim olduğu, kanadı kolu kırık heykellerin yer aldığı ya da tek başına yalnız bir kadın portresinin bulunduğu bir evde yaşıyorsak şiddet içerikli, intahara meyilli ve yalnız yaşayan bir insan olmaktanda pek şikayet etmemek gerek gibi geliyor. Taşın sert olması gerçeğini değiştiremeyiz tabiki bu eşyanın doğasına ters ama su gibi hava gibi ferahlığı bize aktaran bir yaşam alanı oluşturarak. Eşyanın doğasını, hayatımızın doğasıyla bağdaştırabiliriz. Huzur, mutluluk ve barışı hayatımıza adapte edebilmek dileğiyle…

Sevgiyle kalın…

 

Feray ATALAY

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.