"Madımak katliamı insanlığın yüz karası"

Tarihçi, Yazar, emekli Albay Kemal Karakuzey Madımak katliamının 32. Yıldönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bundan 32 sene önce Sivas’ta gerçekleşen Madımak katliamından dolayı duyduğu derin üzüntüyü dile getirerek, “İnsan olmaktan utanılacak bir günü anıyoruz. 2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta Türkiye'deki huzur ve asayişi yok etmek ve bu bağlamda bir Alevi - Sünni çatışması çıkarmak vb. kirli operasyonların planlanması sonucunda, bu etkinliğe gelen ozan, yazar ve çoğu alevi olan yaklaşık 40 canımız Madımak otelinde diri diri yakıldı” dedi.   ‘Utanç duyuyorum’ Bu katliamdan dolayı duyduğu üzüntüyü ifade eden Karakuzey, şunları kaydetti: “Ben bir insan olarak utanç duyuyorum. Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığında eğitim denetleme üyesi albay olarak görev yaparken 2006 yılında Sivas’ta bulunan askeri birlikleri denetlemeye gittiğimde, ilk işim Madımak Oteli’ni görmek olmuştu. Halk ile olayın değerlendirilmesini yapmıştık. Halka hesap sormuştum. Sivas yiğidoların yani mert insanların olduğu bir şehirdir. ‘Neden böyle alçakça bir cinayete engel olmadınız?’ diye sormuştum. Ancak çok değişik yanıtlar almıştım. Sonuç olarak bir birey ailede, okulda ve sosyal çevrede insan sevgisi odaklı, hak, hukuk, adalet ve demokrasi içerikli çağdaş bir eğitim almıyorsa bu tür üzücü ve insanlıktan uzak olayları yaşayabiliyoruz. Ben mezheplere ve tarikatlara inanmam ve dinlerin teolojik olarak insanın mutluluğu ile ilgilendiğine inanırım. Benim inancım, içinde her zaman hoşgörü barındıran insan sevgisi ile odaklıdır. Bu nedenle Yüce önder Atatürk’e olan sevgim, saygım ve inancım çok yüksektir. Çünkü Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkelerine göre bütünleyici ilkelerinden biri de ‘İnsanlık Sevgisi’dir.” ‘Devrimlerini uygulamalıyız’ “Ben özellikle verdiğim konferanslarımda bunu işliyorum. Çünkü etnik unsurumu, mezhebimi ve dinimi ben seçmedim. Bu nedenle insan sevgisi odaklı Atatürk sevdalısı bir insan olarak bugün insanlığımdan utanarak bu günü üzüntü ile vicdanımla sorgulayarak geçiriyorum ama ne olur bunu sorgulayarak ve gelecek kuşaklara kin ve nefret duygusu olmaksızın aktarıp, her seviyedeki eğitimle bu kepazelikten kurtulalım. Ancak bunun için etnik, dinsel ve mezhepsel farklılık olmadan birlik ve beraberlikle bu iktidardan kurtulmalı ve Atatürk’ün devrimlerini tüm yaşamımızda etkin koşmalı ve uygulamalıyız. Ayrıca bu katliamın suçlularını savunan avukatların büyük bir çoğunluğu AKP de siyaset yapmaktadır. Bu üzücü ve ders olması bakımından önemli olayı tüm halkımızaduyurmalıyız ve asla unutturmamalıyız. Toplumsal ve bireysel eğitime ve de özellikle öz saygı temalı eğitim-öğretim stratejisini uygulamalıyız. Ankara'da bu iktidar tarafından 2013 yılından itibaren kaldırılan ancak yüce önder Atatürk'ün 1926 yılında gençlerin milli bilinç içinde eğitilmesi için koyduğu ve gençlere verdiğim derslerden biri olan Milli Güvenlik Bilgisi dersinde ‘Bir vatandaşta olması gereken temel değerler’ konu kapsamını içeren dersi özenle vermeliyiz. Bu son seçimler bir kere daha gösterdi ki hala biz aydınlar, sanatçılar, ‘Atatürkçüyüz ve solcuyuz’ diyen az da olsa zavallı, asalak ve kişisel çıkarı için siyaset yapanlar ile İslam dinini kullanan ve ezilenlerin, halkın yanında olmayanlara bir kere daha tokatını vurmuştur.” (Haber: AkdenizManşet)