SEÇKİNHABERTV- (Haber: Cengiz ÇETİK)-Türkiye ve dünya, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nü kutlarken tarihçi, yazar ve emekli Albay Kemal Karakużey, kadın haklarının tarihsel gelişimi, Atatürk devrimleri ve güncel sorunlara ilişkin kapsamlı değerlendirmesini paylaştı. Karakużey’in Antalya’da geçmiş yıllarda yayımlanan makalesi ile konferans notlarından derlenen bilgiler, toplumda farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Toplumsal Kaygı ve Atatürkçü Yaklaşım Karakużey, son yıllarda yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların toplumda büyük bir endişe yarattığını belirterek, yurttaşların maddi ve manevi değerlerini kaybetme korkusu içinde olduğunu vurguladı. Bu durumun, ülkeye büyük bedeller ödeyerek özgürlük kazandıran kuşakların fedakarlıklarıyla çeliştiğini ifade etti. Toplumun geçmişle övünmekle yetinip gerekli mücadeleyi göstermemesini eleştiren Karakużey, Cumhuriyet değerlerini koruma sorumluluğunun herkesin omuzlarında olduğunu söyledi. 5 Aralık 1934: Tarihi Bir Dönüm Noktası Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkını elde ettiği 5 Aralık 1934'ün, kadın hakları tarihinin en önemli adımlarından biri olduğunu hatırlatan Karakużey, bu günün hâlâ hak ettiği önemde kutlanmadığını belirtti. Karakużey, 2020 yılında KASAİD Antalya Şubesi’nin katkılarıyla Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda düzenlediği “Atatürkçü Düşünce Sistemi ve İlkeleri Doğrultusunda Kadınlara Sağlanan Haklar ve Devrimler” başlıklı konferansında, kadınların tarihsel süreçteki statüsünü ve günümüzdeki durumunu detaylarıyla ele aldığını söyledi. Konferansta özellikle kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin son yıllardaki vahim tablosu istatistiklerle ortaya konmuş, toplumdaki duyarsızlığın çarpıcı sonuçları ifade edilmişti. Cumhuriyet Devrimleri ve Kadın Haklarındaki Gelişim Karakużey, Cumhuriyet’in ilanından sonra kadınların eğitim ve sosyal hayata katılımı için yapılan düzenlemeleri şöyle özetledi: 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birleştirildi ve kadınlarla erkeklere eşit imkan sağlandı. 1925 Kıyafet Kanunu ve 1926 Türk Medeni Kanunu ile kadınların aile ve toplum içindeki yasal statüsü güçlendirildi. 1930 yılında kadınlara yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanındı. 05 Aralık 1934’te kadınlara milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi. 08 Şubat 1935 seçimlerinde 17 kadın milletvekili Meclis’e girerek TBMM’de yüzde 4,5’lik bir temsil oranı sağladı. Karakużey, Türkiye’de kadınların bu haklara sahip olduğu dönemlerde birçok Avrupa ülkesinin henüz bu adımı atmadığını hatırlattı. Fransa, İtalya, Yunanistan, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerin kadınlara seçme-seçilme hakkını çok daha geç verdiğini belirtti. Tarihsel Arka Plan: Türklerde Kadın Statüsü Karakużey, Türk kültüründe kadının tarihsel rolünün bugün olduğundan daha güçlü olduğuna dikkat çekti. Dr. Halit Fikret Kanat’ın “Pedagoji Tarihi” adlı eserinden örnekler veren Karakużey, eski Türk devletlerinde kadınların sosyal ve siyasi hayatta etkin konumda olduğunu vurguladı. “Hatun” unvanının bir statü göstergesi olduğunu, Selçuklu döneminde bazı şehirlerin kadınlar tarafından yönetildiğini hatırlattı. Osmanlı’nın Araplaşma süreciyle kadınların sosyal hayattan giderek uzaklaştırıldığını, Tanzimat döneminde ise yeniden eğitim ve sosyal alanda adımlar atıldığını ifade etti. DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ VE ATATÜRK’ÜN TÜRK KADININA SAĞLADIĞI HAKLAR MAKALESİ