“BİLİYOR MUSUN İSMET, BİR RÜYA GÖRMÜŞ GİBİYİM”- VİDEOLU HABER

Kültür-Sanat 09.05.2024 - 18:23, Güncelleme: 09.05.2024 - 18:23 1015 kez okundu.
 

“BİLİYOR MUSUN İSMET, BİR RÜYA GÖRMÜŞ GİBİYİM”- VİDEOLU HABER

SEÇKİNHABERTV-Ruşen Eşref, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Eylül 1922 günü Belkahve'den İzmir'i seyredişini şöyle anlatır:

SEÇKİNHABERTV-Ruşen Eşref, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Eylül 1922 günü Belkahve'den İzmir'i seyredişini şöyle anlatır: "Nif'e akşamüzeri vardık. Gazi Mustafa Kemal Paşa, buradan İzmir'in kaç kilometre olduğunu sordu. Nifliler (bugünkü Kemalpaşalılar) 25-30 km olduğunu söylediler. Başkumandan civarda bir tepeden İzmir'i seyretmenin imkanı olup olmadığını sordu. Belkahve'den göründüğünü anlattılar.” Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla Belkahve'ye hareket edildi. Oraya vardıklarında güneş batıyordu ve gurub oluşmuştu. Güneş yavaş yavaş alçalmış, İzmir Körfezi'nin yeşil sularında erimişti..” Mustafa Kemal Paşa Belkahveden İzmir'i seyrederken, 3 yıl 3 ay 22 gün süren kabusun bittiğini görüyordu. Yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu. Nif’te söylediği o sözler, koca bir Kurtuluş Savaşı’nın özeti gibiydi. … Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1922 akşamı Nif’te kendisi için hazırlanan bağevine gitti. Tek kat, taş, penceresiz, gaz lambasının ışığıyla aydınlanan, buram buram Ege kokan bağevine… Yorgundu. Yemek getirdiler. Yemedi. Cıgara çıkardı. Kahve istedi. “Biliyor musun İsmet” dedi… “Bir rüya görmüş gibiyim.” Karabasanla başlayan, 3 yıl 3 ay 22 gün süren, mucizeyle biten bir rüya… Yıllar sonra... Kurtuluş Savaşı ve İzmir ile ilgili bir sohbet sırasında şöyle diyecektir. Falih Rıfkı Atay “Çankaya” kitabında anlatıyor: "Hatıralarını anlağı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum. Kuvay-ı Milliye'ye katılıp katılmamak, erken veya geç katılmak, bir zamanlar Ankara'da başlıca tartışma konusu olduğunu söyleyerek: -Bu meselede yalnız siz hoş görülü davranıyorsunuz. Hatta size karşı İstanbul'da cephe almış olanları bile affetmiştiniz, dedim. Bakışları eskilere doğru uzaklaşarak ve sislenerek: -İnanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler. Ben Erzurum'dan İzmir'e sağ elimde tabanca, sol elimde idam sehpası, öyle geldim demişti. Gerçekten de bir rüyaydı bu… Yazar Tayfun Çavuşoğlu, belgesel videosunda bu önemli olayı anlatıyor: https://youtu.be/vzzRgpRWCOQ Anadolu’da görev alana kadar İstanbul’da geçen 6 ay, Samsun’a çıkış, kongreler dönemi, Amasya, Erzurum, Sivas, iç ayaklanmaların kasvetinin üzerine çöktüğü günlerde Ankara, fetvalar, idam fermanları, İnönü Savaşları, ardından Kütahya-Eskişehir muharebeleri ve Sakarya’nın doğusuna çekiliş… Her biri diğerinden kaygılı günler, haftalar, aylar… Sonra Sakarya Meydan Muharebesinde elde edilen zaferin verdiği büyük coşku, hazırlıklar ve Büyük Taarruz… Onca karanlık günden sonra… Gerçekten rüya gibiydi… Kasvetli, uykuları bölen, kabus dolu bir rüya… Ve nihayet sona eriyordu… İzmir’in dağlarında çiçekler açıyordu… … Geceyi Nif'te (Kemalpaşa) geçiren Gazi Mustafa Kemal Paşa ertesi sabah da Salih Bozok'a, şöyle dedi: - Bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece; ordumuzun İzmir'e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir… Tarihçi yazar Cemal Kutay, İzmir Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ercan Doğu'nun Atatürk ve İzmir adlı kitabına yazdığı önsözde anlatıyor: "...Kurtuluş için gelişten sonra Atatürk, on bir defa daha İzmir'i ziyaret etti. Olaylar kronolojik akış içinde takip edilirse, İzmir'in O'nun için olduğu kadar ülke için de ayrıcalıklı yeri belirir. Hayatında ilk ve son evliliğini İzmir'de Uşşakizade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım'la burada yaptı. Hilafetin kaldırılması kararını burada kumandanlarla yaptığı özel toplantıda aldı. İtalya Diktatörü Benito Mussolini'nin Akdeniz için "Mare Norstrom" (Bizim Deniz) iddiasına burada cevap verdi. Atatürk'ün İzmir'e on iki gelişi, şahsi yaşantısında olduğunca memleket, hatta dünya meseleleri önünde temel kararların alındığı bir odak belde olarak belirir.” Mustafa Kemal Paşa için İzmir’in bir başka önemli yeri vardı. Mustafa Kemal 11 Ekim 1925 günü İzmir'den özel vapurla geçtiği Karşıyaka'da halka hitap ederken şunları söylemişti: "İzmir'in Karşıyakalıları... Sizi sonsuz bir sevgi ile selamlarım. Ben bütün İzmir'i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kanlı insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar... Annem sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor." Annesi Zübeyde Hanım’ın mezarını ilk ziyaretinde yaptığı konuşmadan biliyoruz. Mustafa Kemal, annesini anlatıyor, şöyle diyor: “Abdülhamit devrinde idi. (1905) Mektepten henüz Erkan-ı Harp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana tesadüf etti. Hakikaten bir gün beni aldılar ve müstebit (despot) idarenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım. Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç-beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar müstebit idarenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgahımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu. Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirirlerken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem, gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu. Sürgün yerinde geçirdiğim mücadeleler onun hayatını ıstıraplar ve gözyaşları içinde geçirtmiştir.” O yolculuğun İzmir’le bir bağlantısı vardı. Mustafa Kemal Paşa, 11 Ekim 1925'te İzmir Belediye binası balkonundan halka hitap ederken de işte o sürgün yolculuğunu hatırlatıyor ve ekliyordu: "Benim İzmir'i ilk gördüğüm gün, okulu terk ederek sürgüne gönderildiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgün yerime giderken birkaç saat geçirmiştim. O zaman bu güzel rıhtımı baştanbaşa, bize can düşmanımız olan yabancı bir ırkın mensuplarıyla dolu görmüştüm. O zaman karar vermiştim ki; "İzmir, gerçek, asil ve soylu Türk İzmirlilerden gitmişti." Aynı gemi ile sürgüne gönderilen Ali Fuat (Cebesoy) anılarında şunları yazar: "Mustafa Kemal, ben, Müfit (Kırşehir) ve diğer bazı seçkin yüzbaşılar, İstanbul Limanı'ndan kalkan bir Nemse vapuruyla Beyrut'a hareket ettik. Ertesi gün öğle üzeri İzmir'e geldik. İzmir'i ilk defa görüyordum. Üç arkadaş bir araba tutarak Kordonboyu'nda dolaştık. Şehir fevkalade güzeldi. Gazinolarda orkestralar çalıyordu. Birine girmek istedik. Fakat sonra vapuru kaçırmaktan korkarak bundan vazgeçti." Atatürk’ün İzmir’e olan tutkusunun nedenleri işte böyledir… Onun İzmir günleriyle ilgili anlatılan, başka güzel hikayeler de vardır. LİNK: https://youtu.be/vzzRgpRWCOQ
SEÇKİNHABERTV-Ruşen Eşref, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Eylül 1922 günü Belkahve'den İzmir'i seyredişini şöyle anlatır:

SEÇKİNHABERTV-Ruşen Eşref, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Eylül 1922 günü Belkahve'den İzmir'i seyredişini şöyle anlatır:

"Nif'e akşamüzeri vardık. Gazi Mustafa Kemal Paşa, buradan İzmir'in kaç kilometre olduğunu sordu. Nifliler (bugünkü Kemalpaşalılar) 25-30 km olduğunu söylediler.
Başkumandan civarda bir tepeden İzmir'i seyretmenin imkanı olup olmadığını sordu.
Belkahve'den göründüğünü anlattılar.”
Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla Belkahve'ye hareket edildi.
Oraya vardıklarında güneş batıyordu ve gurub oluşmuştu.
Güneş yavaş yavaş alçalmış, İzmir Körfezi'nin yeşil sularında erimişti..”

Mustafa Kemal Paşa Belkahveden İzmir'i seyrederken, 3 yıl 3 ay 22 gün süren kabusun bittiğini görüyordu.
Yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu.
Nif’te söylediği o sözler, koca bir Kurtuluş Savaşı’nın özeti gibiydi.

Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1922 akşamı Nif’te kendisi için hazırlanan bağevine gitti.
Tek kat, taş, penceresiz, gaz lambasının ışığıyla aydınlanan, buram buram Ege kokan bağevine…
Yorgundu. Yemek getirdiler. Yemedi.
Cıgara çıkardı. Kahve istedi.

“Biliyor musun İsmet” dedi… “Bir rüya görmüş gibiyim.”

Karabasanla başlayan, 3 yıl 3 ay 22 gün süren, mucizeyle biten bir rüya…

Yıllar sonra... Kurtuluş Savaşı ve İzmir ile ilgili bir sohbet sırasında şöyle diyecektir.
Falih Rıfkı Atay “Çankaya” kitabında anlatıyor:

"Hatıralarını anlağı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum.
Kuvay-ı Milliye'ye katılıp katılmamak, erken veya geç katılmak, bir zamanlar Ankara'da başlıca tartışma konusu olduğunu söyleyerek:
-Bu meselede yalnız siz hoş görülü davranıyorsunuz. Hatta size karşı İstanbul'da cephe almış olanları bile affetmiştiniz, dedim.
Bakışları eskilere doğru uzaklaşarak ve sislenerek:
-İnanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler. Ben Erzurum'dan İzmir'e sağ elimde tabanca, sol elimde idam sehpası, öyle geldim demişti.

Gerçekten de bir rüyaydı bu…

Yazar Tayfun Çavuşoğlu, belgesel videosunda bu önemli olayı anlatıyor: https://youtu.be/vzzRgpRWCOQ

Anadolu’da görev alana kadar İstanbul’da geçen 6 ay, Samsun’a çıkış, kongreler dönemi, Amasya, Erzurum, Sivas, iç ayaklanmaların kasvetinin üzerine çöktüğü günlerde Ankara, fetvalar, idam fermanları, İnönü Savaşları, ardından Kütahya-Eskişehir muharebeleri ve Sakarya’nın doğusuna çekiliş… Her biri diğerinden kaygılı günler, haftalar, aylar…
Sonra Sakarya Meydan Muharebesinde elde edilen zaferin verdiği büyük coşku, hazırlıklar ve Büyük Taarruz…

Onca karanlık günden sonra…
Gerçekten rüya gibiydi… Kasvetli, uykuları bölen, kabus dolu bir rüya…
Ve nihayet sona eriyordu…

İzmir’in dağlarında çiçekler açıyordu…

Geceyi Nif'te (Kemalpaşa) geçiren Gazi Mustafa Kemal Paşa ertesi sabah da Salih Bozok'a, şöyle dedi:

- Bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece; ordumuzun İzmir'e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir…

Tarihçi yazar Cemal Kutay, İzmir Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ercan Doğu'nun Atatürk ve İzmir adlı kitabına yazdığı önsözde anlatıyor:

"...Kurtuluş için gelişten sonra Atatürk, on bir defa daha İzmir'i ziyaret etti. Olaylar kronolojik akış içinde takip edilirse, İzmir'in O'nun için olduğu kadar ülke için de ayrıcalıklı yeri belirir.

Hayatında ilk ve son evliliğini İzmir'de Uşşakizade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım'la burada yaptı. Hilafetin kaldırılması kararını burada kumandanlarla yaptığı özel toplantıda aldı. İtalya Diktatörü Benito Mussolini'nin Akdeniz için "Mare Norstrom" (Bizim Deniz) iddiasına burada cevap verdi. Atatürk'ün İzmir'e on iki gelişi, şahsi yaşantısında olduğunca memleket, hatta dünya meseleleri önünde temel kararların alındığı bir odak belde olarak belirir.”

Mustafa Kemal Paşa için İzmir’in bir başka önemli yeri vardı.
Mustafa Kemal 11 Ekim 1925 günü İzmir'den özel vapurla geçtiği Karşıyaka'da halka hitap ederken şunları söylemişti:

"İzmir'in Karşıyakalıları...
Sizi sonsuz bir sevgi ile selamlarım. Ben bütün İzmir'i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kanlı insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar...
Annem sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor."

Annesi Zübeyde Hanım’ın mezarını ilk ziyaretinde yaptığı konuşmadan biliyoruz.
Mustafa Kemal, annesini anlatıyor, şöyle diyor:

“Abdülhamit devrinde idi. (1905) Mektepten henüz Erkan-ı Harp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana tesadüf etti. Hakikaten bir gün beni aldılar ve müstebit (despot) idarenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım.

Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç-beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar müstebit idarenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgahımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu.

Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirirlerken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem, gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu. Sürgün yerinde geçirdiğim mücadeleler onun hayatını ıstıraplar ve gözyaşları içinde geçirtmiştir.”

O yolculuğun İzmir’le bir bağlantısı vardı. Mustafa Kemal Paşa, 11 Ekim 1925'te İzmir Belediye binası balkonundan halka hitap ederken de işte o sürgün yolculuğunu hatırlatıyor ve ekliyordu:

"Benim İzmir'i ilk gördüğüm gün, okulu terk ederek sürgüne gönderildiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgün yerime giderken birkaç saat geçirmiştim.
O zaman bu güzel rıhtımı baştanbaşa, bize can düşmanımız olan yabancı bir ırkın mensuplarıyla dolu görmüştüm. O zaman karar vermiştim ki; "İzmir, gerçek, asil ve soylu Türk İzmirlilerden gitmişti."

Aynı gemi ile sürgüne gönderilen Ali Fuat (Cebesoy) anılarında şunları yazar:

"Mustafa Kemal, ben, Müfit (Kırşehir) ve diğer bazı seçkin yüzbaşılar, İstanbul Limanı'ndan kalkan bir Nemse vapuruyla Beyrut'a hareket ettik. Ertesi gün öğle üzeri İzmir'e geldik. İzmir'i ilk defa görüyordum.

Üç arkadaş bir araba tutarak Kordonboyu'nda dolaştık. Şehir fevkalade güzeldi. Gazinolarda orkestralar çalıyordu. Birine girmek istedik. Fakat sonra vapuru kaçırmaktan korkarak bundan vazgeçti."

Atatürk’ün İzmir’e olan tutkusunun nedenleri işte böyledir…
Onun İzmir günleriyle ilgili anlatılan, başka güzel hikayeler de vardır.

LİNK: https://youtu.be/vzzRgpRWCOQ

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.