En çok ayak bileğinden yaralanıyoruz!

24.09.2021 - 10:50, Güncelleme: 24.09.2021 - 10:50 1179+ kez okundu.
 

En çok ayak bileğinden yaralanıyoruz!

Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlar, spor yaralanmalarının sık görüldüğü aktivitelerin başında geliyor.

Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlar, spor yaralanmalarının sık görüldüğü aktivitelerin başında geliyor. Uzmanlar, tüm spor yaralanmalarının yüzde 20-30’unun ayak bileğinde meydana geldiğine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre spor yaralanmaları 1-7 gün spordan uzak kalmaya neden olmuş ise hafif, 8-21 gün spordan uzak kalamaya neden olmuş ise orta, 21 günden fazla spordan uzak kalmaya neden olmuş ise ağır olarak değerlendiriliyor. Yaralanan sporcunun düzgün bir şekilde spor alanı dışına alınması ve ödem gelişmemesi için vakit kaybetmeden buz tedavisi uygulanması öneriliyor.   Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Demirci, spor yaralanmaları türleri hakkında bilgi paylaştı ve yaralanmalara yol açan etkenlere dikkat çekti.   Fiziki sınırların zorlanması spor yaralanmalarına yol açıyor   Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlarda spor yaralanmalarının daha sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Deniz Demirci, “Özellikle sporu spor olsun diye ara sıra yapan bazı amatör sporcularda, çok basit bir travmayla daha kolay spor yaralanması gelişebiliyor. Spor yaralanmaları, günlük yaşantımızda yaptığımız işlerden ziyade, daha çok fiziki sınırların zorlanması sonucu meydana geliyor. Günümüzde spor yapanların sayısında ciddi bir artış yaşandığı rahatlıkla söylenebilir. Spor yapan bireylerin bir kısmı performans sporu yaparken, diğer kısım kendisini sadece yürüyüşle kısıtlıyor.” dedi.   Sporun önemi arttıkça yaralanmalar da arttı   Sporun önemi giderek daha net bir şekilde anlaşıldıkça spor yapan bireylerin sayısının da  arttığını ifade eden Demirci, “Buna paralel olarak spor sakatlanmaları adı verilen rahatsızlıklardan şikayetçi bireylerin sayısında da artış meydana geldi. Spor yaparken birtakım zorlamalardan dolayı baş gösteren spor yaralanmaları genellikle baş ve boyun yaralanmaları, omuz eklem ve çevresi yaralanmaları, dirsek eklemi yaralanmaları, ön kol el bileği ve parmak yaralanmaları, sırt ve bel yaralanmaları, kalça eklem yaralanmaları, bacak bölgesinde ayak bileği ve diz yaralanmaları şeklinde sınıflandırabilir.” diye konuştu.   Sakatlık 21 günden fazla sürdüyse dikkat!   Bir spor yaralanmasının ciddiyet derecesini anlayabilmek için altı temel olgunun değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Deniz Demirci, “Bu olgular; yaralanmanın oluş biçimi, tedavi şekli ve süresi, spordan uzak kalınan süre, kaybedilen işgünü, kalıcı hasar ve maddi olarak maliyettir. Bir spor sakatlığının ciddiyeti bu olguların tek tek ele alınıp, değerlendirilmesi sonucu anlaşılır. Örneğin 1-7 gün spordan uzak kalmaya neden olmuş ise hafif, 8-21 gün spordan uzak kalamaya neden olmuş ise orta, 21 günden fazla spordan uzak kalmaya neden olmuş ise ağır bir yaralanmadan bahsedilebilir.” ifadelerini kullandı.   Spor yaralanmalarının yüzde 20-30’u ayak bileğinde gerçekleşiyor   Prof. Dr. Deniz Demirci, tüm spor yaralanmalarının yüzde 20-30’unun ayak bileğinde meydana geldiğine dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti:    “Ayak bileği yaralanmalarının yüzde 85’i “sprain” şeklinde ortaya çıkıyor. Burkulmalarda öncelikle lateral ligamentler, medial ligamentler, tibiofibular syndesmosis ligamentöz yapılar etkileniyor. Özellikle kısa mesafe koşuları veya futbol gibi depar içeren sporlarda kas yaralanmaları ile sıklıkla karşılaşılabiliyor. En çok arka uyluk kaslarında yaralanma görülüyor. Stres kırığı olarak da adlandırılan aşırı kullanım yaralanmalarına en çok alt ekstremite ve tibia, fibula, femur ile pelvis gibi metatarsal kemikler maruz kalıyor. Omuz yaralanmaları, menisküs gibi diz eklemi rahatsızlıkları ve çocukluk çağına özgü spor yaralanmaları sendromu da sıkça görülebiliyor. Diz eklemi, insan vücudunda en sık yaralanan bölge olarak ön plana çıkıyor. Performans isteyen sporlarda yaşanan fiziki zorlanmalar, menisküs ve çapraz bağ yırtıklarına yol açabiliyor. Bununla birlikte ciddi travmalarda kemik kırıkları ve eklem çıkıkları gibi sıkıntılar da meydana gelebiliyor.”   Yaralanmaların yüzde 75’i sorunsuz iyileşiyor   Sportif faaliyetler sırasında çok değişik yaralanmalarla karşılaşmanın mümkün olduğunu ifade eden Demirci, “Bu yaralanmaların yüzde 75’i önemsiz olduğu için bir sorun oluşturmadan iyileşiyor. Yüzde 25’i ise sportif faaliyete ara vermeyi gerektiren kısa veya uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyuyor. Bu travmalar sırasında bazı faktörler yaralanmayı kolaylaştırıyor ve iyileşme süresini uzatıyor. Bireysel ve çevresel nedenlerin spor yaralanmasına yol açan faktörler olduğunu söyleyebiliriz. Zayıf kas ve kemik yapısı, daha önceden geçirmiş olduğunuz yaralanmalar ve ameliyatlar, anatomik bozukluk, kronik hastalık ve enfeksiyonlar, psikolojik problemler, yaş ve cinsiyet bireysel nedenler olarak tanımlanıyor. Antrenmansız bir şekilde fiziksel sınırları zorlamak, kötü ve yanlış malzeme seçimi, spor kurallarına uymamak, spora uygun olmayan zemin ve kötü hava koşullarını da çevresel faktörler olarak değerlendirebiliriz.” dedi.   Bunları yaparak spor yaralanmalarını önleyebilirsiniz…   Prof. Dr. Deniz Demirci, spor yaralanmalarını önlemek için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:   - Öncelikle sağlık taraması ile spora engel bir durumun olup olmadığı saptanmalı,  - Daha önceden bilinen sağlık problemi mevcut olduğu takdirde spor yapmaya karar vermeden önce doktora danışılmalı ve riskli sporlardan uzak durulmalı, - Yapılacak spora dair detaylı bir şekilde bilgi edinilmeli ve bu spora uygun giysi, ayakkabı ve malzeme kullanılmalı, - Spor esnasında aşırı yorgunluk, çarpıntı ve baş dönmesi gibi durumlar oluştuğu takdirde spora son verilmeli ve, - Temas ya da yarışma sporuna başlamadan önce en az 15 - 20 dakika ısınma ve adaleleri germe egzersizleri yapılmalıdır.    İlk müdahale önemli   Spor yaralanmalarının tedavi sürecinde ilk müdahalenin önemine vurgu yapan Demirci, “İlk yardım veya ilk müdahale, olay yerinde ilk olarak uygulanan işlemdir. Başlangıçta, yaralanan sporcu düzgün bir şekilde spor alanı dışına alınmalı, akabinde yaralanan bölge istirahat pozisyonuna getirilmeli ve bu bölgede ödem gelişmemesi için vakit kaybetmeden 10-15 dakika boyunca direkt olarak ciltle temas etmeyecek şekilde buz tedavisi yapılmalı. 2 saat arayla günde 5-6 kez uygulanabilecek olan buz tedavisinin ardından, yaralanan bölgeye uygun bir bandaj ile kompresyon ya da atel uygulanmalıdır. Sonuç olarak spor yaralanmalarının ön tedavi döneminde uygulanan yöntemler, koruma, dinlenme, buz, kompresyon ve elevasyon dan oluşuyor. Spor yaralanmalarında yaralanmanın şiddetine, hasarına ve yerine göre kesin tedavi, konservatif tedavi, fizik tedavi ve cerrahi tedaviler uygulanıyor.” dedi.   Uygun tedavi uygulanmazsa spora dönüşte sorun oluşuyor   Prof. Dr. Deniz Demirci, genellikle uygun tedavi uygulandıktan sonra birçok spor yaralanması sonrası spora dönmenin mümkün olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle tamamladı:    “Ancak yaralanmanın şiddetine göre spora dönüş süresi uzayabiliyor. Spor yaralanmaları sonrasında spora dönüşte yaşanan sorunlar çoğunlukla uygun tedavinin uygulanmamasına veya tedavi tam tamamlanmadan spora erken dönmeye bağlı oluyor. Bunun sonucunda sorunlar kronik bir hal alarak sportif performansı etkileyebiliyor. İster konservatif yöntemlerle, ister cerrahi olarak tedavi edilsin, spor yaralanmaları sonrası başarılı sonuçların alınması için sporcunun tedavisinin birbirleri ile koordine olarak çalışan ortopedist, fizik tedavi doktoru, spor hekimi ve fizyoterapisten oluşan tecrübeli bir ekip tarafından yapılması en uygun yöntemdir. Örneğin aşil tendon kopmaları, dizde ciddi kıkırdak yaralanmaları gibi çok ciddi yaralanmalardan sonra iyi bir tedavi uygulansa bile spora döndükten sonra eski performansa tam olarak ulaşılamayabilir.”  
Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlar, spor yaralanmalarının sık görüldüğü aktivitelerin başında geliyor.

Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlar, spor yaralanmalarının sık görüldüğü aktivitelerin başında geliyor. Uzmanlar, tüm spor yaralanmalarının yüzde 20-30’unun ayak bileğinde meydana geldiğine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre spor yaralanmaları 1-7 gün spordan uzak kalmaya neden olmuş ise hafif, 8-21 gün spordan uzak kalamaya neden olmuş ise orta, 21 günden fazla spordan uzak kalmaya neden olmuş ise ağır olarak değerlendiriliyor. Yaralanan sporcunun düzgün bir şekilde spor alanı dışına alınması ve ödem gelişmemesi için vakit kaybetmeden buz tedavisi uygulanması öneriliyor.

 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Demirci, spor yaralanmaları türleri hakkında bilgi paylaştı ve yaralanmalara yol açan etkenlere dikkat çekti.

 

Fiziki sınırların zorlanması spor yaralanmalarına yol açıyor

 

Futbol, basketbol, tenis, kayak gibi ağır sporlarda spor yaralanmalarının daha sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Deniz Demirci, “Özellikle sporu spor olsun diye ara sıra yapan bazı amatör sporcularda, çok basit bir travmayla daha kolay spor yaralanması gelişebiliyor. Spor yaralanmaları, günlük yaşantımızda yaptığımız işlerden ziyade, daha çok fiziki sınırların zorlanması sonucu meydana geliyor. Günümüzde spor yapanların sayısında ciddi bir artış yaşandığı rahatlıkla söylenebilir. Spor yapan bireylerin bir kısmı performans sporu yaparken, diğer kısım kendisini sadece yürüyüşle kısıtlıyor.” dedi.

 

Sporun önemi arttıkça yaralanmalar da arttı

 

Sporun önemi giderek daha net bir şekilde anlaşıldıkça spor yapan bireylerin sayısının da  arttığını ifade eden Demirci, “Buna paralel olarak spor sakatlanmaları adı verilen rahatsızlıklardan şikayetçi bireylerin sayısında da artış meydana geldi. Spor yaparken birtakım zorlamalardan dolayı baş gösteren spor yaralanmaları genellikle baş ve boyun yaralanmaları, omuz eklem ve çevresi yaralanmaları, dirsek eklemi yaralanmaları, ön kol el bileği ve parmak yaralanmaları, sırt ve bel yaralanmaları, kalça eklem yaralanmaları, bacak bölgesinde ayak bileği ve diz yaralanmaları şeklinde sınıflandırabilir.” diye konuştu.

 

Sakatlık 21 günden fazla sürdüyse dikkat!

 

Bir spor yaralanmasının ciddiyet derecesini anlayabilmek için altı temel olgunun değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Deniz Demirci, “Bu olgular; yaralanmanın oluş biçimi, tedavi şekli ve süresi, spordan uzak kalınan süre, kaybedilen işgünü, kalıcı hasar ve maddi olarak maliyettir. Bir spor sakatlığının ciddiyeti bu olguların tek tek ele alınıp, değerlendirilmesi sonucu anlaşılır. Örneğin 1-7 gün spordan uzak kalmaya neden olmuş ise hafif, 8-21 gün spordan uzak kalamaya neden olmuş ise orta, 21 günden fazla spordan uzak kalmaya neden olmuş ise ağır bir yaralanmadan bahsedilebilir.” ifadelerini kullandı.

 

Spor yaralanmalarının yüzde 20-30’u ayak bileğinde gerçekleşiyor

 

Prof. Dr. Deniz Demirci, tüm spor yaralanmalarının yüzde 20-30’unun ayak bileğinde meydana geldiğine dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti: 

 

“Ayak bileği yaralanmalarının yüzde 85’i “sprain” şeklinde ortaya çıkıyor. Burkulmalarda öncelikle lateral ligamentler, medial ligamentler, tibiofibular syndesmosis ligamentöz yapılar etkileniyor. Özellikle kısa mesafe koşuları veya futbol gibi depar içeren sporlarda kas yaralanmaları ile sıklıkla karşılaşılabiliyor. En çok arka uyluk kaslarında yaralanma görülüyor. Stres kırığı olarak da adlandırılan aşırı kullanım yaralanmalarına en çok alt ekstremite ve tibia, fibula, femur ile pelvis gibi metatarsal kemikler maruz kalıyor. Omuz yaralanmaları, menisküs gibi diz eklemi rahatsızlıkları ve çocukluk çağına özgü spor yaralanmaları sendromu da sıkça görülebiliyor. Diz eklemi, insan vücudunda en sık yaralanan bölge olarak ön plana çıkıyor. Performans isteyen sporlarda yaşanan fiziki zorlanmalar, menisküs ve çapraz bağ yırtıklarına yol açabiliyor. Bununla birlikte ciddi travmalarda kemik kırıkları ve eklem çıkıkları gibi sıkıntılar da meydana gelebiliyor.”

 

Yaralanmaların yüzde 75’i sorunsuz iyileşiyor

 

Sportif faaliyetler sırasında çok değişik yaralanmalarla karşılaşmanın mümkün olduğunu ifade eden Demirci, “Bu yaralanmaların yüzde 75’i önemsiz olduğu için bir sorun oluşturmadan iyileşiyor. Yüzde 25’i ise sportif faaliyete ara vermeyi gerektiren kısa veya uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyuyor. Bu travmalar sırasında bazı faktörler yaralanmayı kolaylaştırıyor ve iyileşme süresini uzatıyor. Bireysel ve çevresel nedenlerin spor yaralanmasına yol açan faktörler olduğunu söyleyebiliriz. Zayıf kas ve kemik yapısı, daha önceden geçirmiş olduğunuz yaralanmalar ve ameliyatlar, anatomik bozukluk, kronik hastalık ve enfeksiyonlar, psikolojik problemler, yaş ve cinsiyet bireysel nedenler olarak tanımlanıyor. Antrenmansız bir şekilde fiziksel sınırları zorlamak, kötü ve yanlış malzeme seçimi, spor kurallarına uymamak, spora uygun olmayan zemin ve kötü hava koşullarını da çevresel faktörler olarak değerlendirebiliriz.” dedi.

 

Bunları yaparak spor yaralanmalarını önleyebilirsiniz…

 

Prof. Dr. Deniz Demirci, spor yaralanmalarını önlemek için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

 

- Öncelikle sağlık taraması ile spora engel bir durumun olup olmadığı saptanmalı, 

- Daha önceden bilinen sağlık problemi mevcut olduğu takdirde spor yapmaya karar vermeden önce doktora danışılmalı ve riskli sporlardan uzak durulmalı,

- Yapılacak spora dair detaylı bir şekilde bilgi edinilmeli ve bu spora uygun giysi, ayakkabı ve malzeme kullanılmalı,

- Spor esnasında aşırı yorgunluk, çarpıntı ve baş dönmesi gibi durumlar oluştuğu takdirde spora son verilmeli ve,

- Temas ya da yarışma sporuna başlamadan önce en az 15 - 20 dakika ısınma ve adaleleri germe egzersizleri yapılmalıdır.

 

 İlk müdahale önemli

 

Spor yaralanmalarının tedavi sürecinde ilk müdahalenin önemine vurgu yapan Demirci, “İlk yardım veya ilk müdahale, olay yerinde ilk olarak uygulanan işlemdir. Başlangıçta, yaralanan sporcu düzgün bir şekilde spor alanı dışına alınmalı, akabinde yaralanan bölge istirahat pozisyonuna getirilmeli ve bu bölgede ödem gelişmemesi için vakit kaybetmeden 10-15 dakika boyunca direkt olarak ciltle temas etmeyecek şekilde buz tedavisi yapılmalı. 2 saat arayla günde 5-6 kez uygulanabilecek olan buz tedavisinin ardından, yaralanan bölgeye uygun bir bandaj ile kompresyon ya da atel uygulanmalıdır. Sonuç olarak spor yaralanmalarının ön tedavi döneminde uygulanan yöntemler, koruma, dinlenme, buz, kompresyon ve elevasyon dan oluşuyor. Spor yaralanmalarında yaralanmanın şiddetine, hasarına ve yerine göre kesin tedavi, konservatif tedavi, fizik tedavi ve cerrahi tedaviler uygulanıyor.” dedi.

 

Uygun tedavi uygulanmazsa spora dönüşte sorun oluşuyor

 

Prof. Dr. Deniz Demirci, genellikle uygun tedavi uygulandıktan sonra birçok spor yaralanması sonrası spora dönmenin mümkün olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle tamamladı: 

 

“Ancak yaralanmanın şiddetine göre spora dönüş süresi uzayabiliyor. Spor yaralanmaları sonrasında spora dönüşte yaşanan sorunlar çoğunlukla uygun tedavinin uygulanmamasına veya tedavi tam tamamlanmadan spora erken dönmeye bağlı oluyor. Bunun sonucunda sorunlar kronik bir hal alarak sportif performansı etkileyebiliyor. İster konservatif yöntemlerle, ister cerrahi olarak tedavi edilsin, spor yaralanmaları sonrası başarılı sonuçların alınması için sporcunun tedavisinin birbirleri ile koordine olarak çalışan ortopedist, fizik tedavi doktoru, spor hekimi ve fizyoterapisten oluşan tecrübeli bir ekip tarafından yapılması en uygun yöntemdir. Örneğin aşil tendon kopmaları, dizde ciddi kıkırdak yaralanmaları gibi çok ciddi yaralanmalardan sonra iyi bir tedavi uygulansa bile spora döndükten sonra eski performansa tam olarak ulaşılamayabilir.”

 

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.