Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
Köşe Yazarı
Cengiz ÇETİK- Şair, Yazar, Öğretmen
 

Eğitim Öğretim Arasında Yaşamak

Eğitim mi öğretim mi ön planda? Hiç düşündünüz mü? Niçin okula gidiyoruz?  Bizim amacımız ne?  Neler öğreniyoruz ya da öğretiyoruz? Niçin yarış atı gibi sınavlarla çocuklarımızı yarıştırıyoruz? Bizim ne işimize yarıyor eğitim?  Yalnızca iş sahibi olmak için mi okula gidiyoruz? Birbirimize, bu soruları sorarak çoğaltabiliriz. Neden eğitiyor ya da eğitiliyoruz?  Eğitimin neresindeyiz?  Öğretimin neresindeyiz? Bugün okullarımızda eğitime mi, öğretime mi ağırlık veriyoruz? Eğitimi düzgün olmayanın öğretimi düzgün olabilir mi? Eğitim; bir insanı toplum yaşamına uydurmak, bazı yeteneklerini geliştirmek ve bazı değerlere saygı duymaya yöneltmek için uygulanan yöntemlerin tümü olarak tanımlanıyor. Öğretim ise; belli bir amaçla gerekli bilgileri öğretme olarak ifade ediliyor.  Aslında, doğumumuzdan ölümümüze kadar, her gün sürekli öğreniyoruz ve öğretiyoruz. Eğitiyoruz öğretirken, öğreniyoruz eğitirken. Peki, eğitim ve öğretime ne kadar değer veriyoruz? Hiç düşündünüz mü?  Kahve köşelerinde saatlerce zaman tüketirken, hiç çocuklarımızın eğitimi aklımıza geliyor mu? Dinlenmek bahanesiyle gidip saatlerce okey oynarken hiç aklımıza geliyor mu?  Kahve kültürümüzü geliştirirken okuma ve yazmaya hiç zaman ayırıyor muyuz?  Tabii ki benim okuma ve yazmadan bahsettiğim kitap okumadır. Oyunun hesabını yazma ve okuma değildir. Yanlış düşünmek suç olmaz. Ama yanlış olduğunu bildiğimiz halde düzeltemiyorsak, işte o zaman birilerinin suçu vardır. Sigara, içki içmek ve kumar oynamak, zararlı bir alışkanlık veya bir hastalıksa, neden kurtulmak için çalışmıyoruz? İrademizle, çevremizle… Peki, her gün yeni bir şeyler öğrenmek için okumaya ne kadar zaman ayırıyoruz?  Gazete de spor haberler veya internette bilgiye değil de başka şeylere yönelik olanları kastetmiyorum. Düşünmeyi geliştirici ve öğretici kitaplardan söz ediyorum. Bir yılda kaç kitap okuyoruz?  Hiç düşündünüz mü? Okumuyoruz değil mi?  Ne yazık ki okumuyoruz. Çoğumuzun okuma tembelliği var. Tembellik, vücuda yapışan kir gibidir. İnsanın; gücünü, kuvvetini ve hatta ahlakını bile bozabilir. Eğitim mi önemli, öğretim mi? Bence ikisi de önemlidir. İkisi birbirini tamamlıyor. Birinin eksikliği, toplumda yara açmasına neden olabiliyor. Kişi, kendisine sorular sorarak ve yanıtlarını araştırarak kendini geliştirmelidir. Her açıdan kendimizi geliştirmeliyiz. İster öğretmen, ister öğrenci, isterse veli olalım; kendimizi geliştirmeliyiz. Bizim aklımız ne işe yarıyor?  Önce buna karar vermeliyiz. Sorular sormalıyız kendimize. Sorular, zihnimizi aydınlatan ampuller gibidir. Işığını açarak aydınlatmasına yardımcı olalım. Bizi araştırmaya, yanıtlar bulmaya yöneltir. Sonuç; düşünen ve üretken bir beyin olarak ortaya çıkar. Yaşadığımız her gün bize yeni şeyler öğretir. Okulda, evde, parkta, işte, kahvede veya başka herhangi bir yerde; öğrenmeye açıktır, zihnimiz. Öğrenme zayıflığı olan kişilerin çoğunun karakteri de zayıftır. Kendisine saygısı olmayanların, topluma da saygısı olmaz. Gerçek bir eğitim; nasıl düşünüleceğini öğrenmektir. Örneğin; taktığınız gözlüğün camı kirliyse, çevrenizi iyi görebilir misiniz? Göremezsiniz,  değil mi? Bir de temizleyip bakarsak, nasıl görürüz? Daha net değil mi? İşte zihnimizin berraklığı da öyledir. Zihnimizi de kirlenmişlikten kurtarabilirsek, daha iyi analiz ederiz olayları. Bakın, eğitim için önderimiz ne güzel özetlemiş; “Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da tutsaklığa ve düşkünlüğe götürür.” ATATÜRK. Her şeyin en güzelini yaşamak dileğiyle… Cengiz Çetik  
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2021 - Pazar

Eğitim Öğretim Arasında Yaşamak

Eğitim mi öğretim mi ön planda?

Hiç düşündünüz mü? Niçin okula gidiyoruz?

 Bizim amacımız ne?

 Neler öğreniyoruz ya da öğretiyoruz?

Niçin yarış atı gibi sınavlarla çocuklarımızı yarıştırıyoruz?

Bizim ne işimize yarıyor eğitim?

 Yalnızca iş sahibi olmak için mi okula gidiyoruz?

Birbirimize, bu soruları sorarak çoğaltabiliriz.

Neden eğitiyor ya da eğitiliyoruz?

 Eğitimin neresindeyiz?

 Öğretimin neresindeyiz?

Bugün okullarımızda eğitime mi, öğretime mi ağırlık veriyoruz?

Eğitimi düzgün olmayanın öğretimi düzgün olabilir mi?

Eğitim; bir insanı toplum yaşamına uydurmak, bazı yeteneklerini geliştirmek ve bazı değerlere saygı duymaya yöneltmek için uygulanan yöntemlerin tümü olarak tanımlanıyor. Öğretim ise; belli bir amaçla gerekli bilgileri öğretme olarak ifade ediliyor.  Aslında, doğumumuzdan ölümümüze kadar, her gün sürekli öğreniyoruz ve öğretiyoruz. Eğitiyoruz öğretirken, öğreniyoruz eğitirken.

Peki, eğitim ve öğretime ne kadar değer veriyoruz?

Hiç düşündünüz mü?

 Kahve köşelerinde saatlerce zaman tüketirken, hiç çocuklarımızın eğitimi aklımıza geliyor mu?

Dinlenmek bahanesiyle gidip saatlerce okey oynarken hiç aklımıza geliyor mu?

 Kahve kültürümüzü geliştirirken okuma ve yazmaya hiç zaman ayırıyor muyuz?

 Tabii ki benim okuma ve yazmadan bahsettiğim kitap okumadır. Oyunun hesabını yazma ve okuma değildir. Yanlış düşünmek suç olmaz. Ama yanlış olduğunu bildiğimiz halde düzeltemiyorsak, işte o zaman birilerinin suçu vardır.

Sigara, içki içmek ve kumar oynamak, zararlı bir alışkanlık veya bir hastalıksa, neden kurtulmak için çalışmıyoruz? İrademizle, çevremizle…

Peki, her gün yeni bir şeyler öğrenmek için okumaya ne kadar zaman ayırıyoruz?

 Gazete de spor haberler veya internette bilgiye değil de başka şeylere yönelik olanları kastetmiyorum. Düşünmeyi geliştirici ve öğretici kitaplardan söz ediyorum.

Bir yılda kaç kitap okuyoruz?

 Hiç düşündünüz mü?

Okumuyoruz değil mi?

 Ne yazık ki okumuyoruz. Çoğumuzun okuma tembelliği var. Tembellik, vücuda yapışan kir gibidir. İnsanın; gücünü, kuvvetini ve hatta ahlakını bile bozabilir.

Eğitim mi önemli, öğretim mi?

Bence ikisi de önemlidir. İkisi birbirini tamamlıyor. Birinin eksikliği, toplumda yara açmasına neden olabiliyor. Kişi, kendisine sorular sorarak ve yanıtlarını araştırarak kendini geliştirmelidir. Her açıdan kendimizi geliştirmeliyiz. İster öğretmen, ister öğrenci, isterse veli olalım; kendimizi geliştirmeliyiz.

Bizim aklımız ne işe yarıyor?

 Önce buna karar vermeliyiz. Sorular sormalıyız kendimize. Sorular, zihnimizi aydınlatan ampuller gibidir. Işığını açarak aydınlatmasına yardımcı olalım. Bizi araştırmaya, yanıtlar bulmaya yöneltir. Sonuç; düşünen ve üretken bir beyin olarak ortaya çıkar.

Yaşadığımız her gün bize yeni şeyler öğretir. Okulda, evde, parkta, işte, kahvede veya başka herhangi bir yerde; öğrenmeye açıktır, zihnimiz. Öğrenme zayıflığı olan kişilerin çoğunun karakteri de zayıftır. Kendisine saygısı olmayanların, topluma da saygısı olmaz.

Gerçek bir eğitim; nasıl düşünüleceğini öğrenmektir. Örneğin; taktığınız gözlüğün camı kirliyse, çevrenizi iyi görebilir misiniz? Göremezsiniz,  değil mi? Bir de temizleyip bakarsak, nasıl görürüz? Daha net değil mi? İşte zihnimizin berraklığı da öyledir. Zihnimizi de kirlenmişlikten kurtarabilirsek, daha iyi analiz ederiz olayları.

Bakın, eğitim için önderimiz ne güzel özetlemiş; “Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da tutsaklığa ve düşkünlüğe götürür.” ATATÜRK.

Her şeyin en güzelini yaşamak dileğiyle…

Cengiz Çetik

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.