MAKBULE DEMİRKAN: Kültür ve Sanatın Işığında

SEÇKİNHABERTV- İstanbul’un zengin kültür ve sanat hayatını müzik ve sanat aracılığıyla aydınlatmak, benim için hem bir tutku hem de bir sorumluluk kaynağıdır. Sahne sanatlarına uzun yıllarını adamış biri olarak, sanatın evrensel dilini izleyicilere aktarma misyonuyla hareket ediyorum. Her konser, kendine özgü bir hikâye anlatır; izleyicilere müziğin sıcak nefesini hissettirmek ve unutulmaz deneyimler yaşatmak için çaba gösteriyorum. Programları titizlikle sunarak, seyircilerin etkinliklere daha derin bir katılım sağlamalarını hedefliyorum. Ülkemizin kültürel zenginlikleriyle bezeli her köşesinde, sanatın birleştirici gücünü ve evrenselliğini her fırsatta vurgulayarak yeni projelerde yer almaktan büyük heyecan duyuyorum. YouTube’daki “Dünya Bize Güzel TV” kanalında sunduğum “Sivil Kulis” programıyla, sivil toplum kuruluşlarının özverili çalışmalarını izleyicilerle buluşturmayı amaçlıyorum. Ayrıca, sokak hayvanlarına farkındalık yaratmak için düzenlediğimiz konserler ve bu alandaki ödüllerimiz, toplumsal sorumluluk çabalarımızı daha da güçlendiriyor. Sanatsever bir birey olarak, duayen sanatçıların eserlerini ve yaşam öykülerini sunma fırsatını çok kıymetli buluyor; değerli ses ve saz sanatçılarıyla çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Sosyal sorumluluk projeleri, sanat yaşamımın merkezinde yer alıyor. Özel gecelerde ve etkinliklerde yer almak, toplumsal farkındalık yaratma çabalarımın önemli bir parçası. Avrupa Müzik Topluluğu Başkan Yardımcısı ve kurucu üyesi olarak, müziğin evrensel dilini daha geniş kitlelere taşımayı hedefliyor; sanat müziği başta olmak üzere doğu ve batı, bozlak ve pop gibi farklı müzik unsurlarını ustalıkla harmanlayarak izleyicileri büyülemeyi amaçlıyoruz. İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) geçirdiğim 30 yıl boyunca edindiğim editörlük deneyimi, yazılı alandaki üretimlerime katkı sağladı. İTO Yayınları’ndan yayımlanan “Kıyaslama (Benchmarking)” isimli kitabım ve İngilizce olarak ICOC dergisinde çıkan yazılarım, yazın dünyasındaki yolculuğumun mihenk taşları oldu. THY Skylife dergisinde kapak olan makalem, yazmaya olan ilgimi daha da artırdı. “1 Kitap 1000 Kadın” projesinde kadınlarla yaptığım röportajları yazıya dökmek, editörlük deneyimimi bambaşka bir seviyeye taşıdı. Ulusal ve uluslararası müzik ve dans festivallerinde başlayan sunuculuk kariyerim, farklı platformlarda ilerlemeye devam ediyor. Festivallerde sahne alarak farklı kültürleri, gelenekleri ve sanat anlayışlarını yakından tanıma fırsatı buldum. Sahne, benim için sadece bir performans alanı değil; kültürler arası bir köprüydü. 2000 yılında İbrahim Paşa Sarayı’nda açtığım “Dünya Kostümleri Sergisi”, bu yolculukta bir ilke imza attığım önemli bir adımdı. Cumhurbaşkanlığı tarafından Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen “Konuk Ülke İstanbul” komitesinde görev almak ve dünyanın önde gelen şehirlerinde düzenlenen kitap fuarlarında ülkemizi temsil etmek benim için ayrı bir onur oldu. Türkiye’de halk bilimi, halk kültürü ve halk oyunları alanında çalışmalar yapan Türk Folklor Kurumu’nda (TFK) halk oyunları dansçısı ve eğitmeni olarak görev aldım. Kadınlar Kolu Başkanlığı ve Derleme-Araştırma Müdürlüğü gibi sorumluluklar üstlenerek geleneksel kültürümüzü yaşatma ve aktarma çabalarına katkıda bulundum. Türk yorgancılık sanatı üzerine yaptığım derleme çalışmasıyla birincilik ödülü alarak, bu sanatı gelecek nesillere tanıtmayı hedefledim. Sanata olan sevgim, İstanbul Ticaret Odası Türk Sanat Müziği Korosu’nun kurulmasına öncülük etmemi sağladı. Koromuz, İstanbul’un en seçkin sahnelerinde konserler verirken, “İstanbul Ticaret Odası’ndan Yükselen Nağmeler” isimli CD’nin sanat yönetmenliğini üstlenerek bu süreci taçlandırdım. Pek çok amatör koronun kurulmasına destek vererek sahne çalışmalarına katkıda bulunmak, benim için her zaman büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Müziğin birleştirici gücüne inanarak gönüllerde iz bırakmaya çalıştım. Sanatın evrensel dilini geniş kitlelere ulaştırmak ve her sahneye yeni bir ruh katmak en büyük motivasyonum. Konserlerde, özel gecelerde ve kültürel etkinliklerde sunuculuk yapmak ve şarkı söylemek, sanatın ruhunu paylaşmanın en güzel yollarından biri. Ve bu sanat yolculuğu, heyecanla devam ediyor… (HABER: Mustafa Barış DURAK)