Finike 'de Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri platformu, Yunuslu Parkta Bir araya geldi. "Unutmadık, Unutmayacağız"

Gündem 07.02.2025 - 16:23, Güncelleme: 07.02.2025 - 17:14 2234+ kez okundu.
 

Finike 'de Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri platformu, Yunuslu Parkta Bir araya geldi. "Unutmadık, Unutmayacağız"

SEÇKİNHABERTV- (FİNİKE)- Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri platformu tarafından düzenlenen önemli bir etkinlik gerçekleştirildi.

"SEÇKİNHABERTV- (FİNİKE)- "Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri" tarafından düzenlenen önemli bir etkinlik gerçekleştirildi. Finike Yunuslu Park'ta saat 18.00 'de Atatürk Anıtı önünde, 16 farklı sivil toplum kuruluşu, sendikalar, dernekler ve siyasi parti temsilcileri 6 Şubat depremi yıldönümünde ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi; "İki yıl önce, 6 Şubat 2023’te hepimizin yüreğine kordan bir ateş düştü. Gecenin zifiri karanlığında, saatler 04.17’yi gösterirken sadece Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil, hepimiz derin bir acıyla sarsıldık, yıkıldık. 2 yıldır yüreğimize saplanan onlarca kara saplı bıçakla yaşıyoruz. Aradan iki yıl geçse de ne yasımız bitti. Ne acımız dindi ne de öfkemiz. Öfkeliyiz. Çünkü 6 Şubat 2023’te doğal bir afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine tanık olduk. On binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan, kentlerimizi yerle bir eden bu felaket göz göre göre geldi.Bu ülkede onlarca deprem´yıkım felaket yaşadık. Ama hepimiz biliyoruz ki bu afetler yaşanmadan yıllar önce bilim insanları meslek odaları defalarca kez uyarıda bulundu, raporlar hazırladılar. Sadece bilim insanlarının meslek odalarının değil devletin hazırladığı resmi raporlarda da hep aynı şeylerin altı çizildi. Hatırlayalım o raporlarda ne denildi? Deprem öngörülemez bilinemez bir doğa olayı değil ülkemizin bir gerçeği denildi. Deprem öldürmez kötü yapılaşma öldürür denildi.Depremle baş etmek için gerekli bilgimiz insan kaynağımız hukukumuz kurumsal yapılarımız var.  Yeterki bunları işlevli hale getirelim gecikmeden derhal önlem alalım denildi. 1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı “Altımız çürüktür, ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik.” Demişti. 24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün, yani mevcut devlet organizasyonunun, altımızdan çok daha çürük olduğunu göstermiştir. En son daha 2 hafta önce, 36’sı çocuk 78 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Kartalkaya Grand Otel faciasında bir kez daha gördük. Bu ülkenin üzerine adım adım kâr ve rant hırsını baş tacı eden, insan hayatını yok sayan bir yönetim anlayışı çöreklenmiştir. Bu yönetim anlayışı insanı, doğayı, tarihsel ve kültürel değerlerimizi sermaye kesimlerinin çıkarlarına teslim eden bir anlayıştır. Dolayısıyla iki yıl önce yaşadığımız yıkımın sebebi ne tek başına depremdir. Ne de binalardır. Bu büyük yıkımda elbette ki kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlerin payı büyük bir sorumluluğu vardır. Ancak asıl sorumlu bu kar hırsını besleyenler, büyütenlerdir. İmar afları gibi garabetlere imza atarak suç işleyenlerdir. Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz bir hukuk sistemi inşa edenlerdir. İnsan hayatını yok sayan bu sistemi her gün yeniden üretenlerdir. Aradan yüz yıl da geçse yaşadığımız acıları, bu acıları bizlere reva görenleri unutmayacağız. • Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyenleri de kendi sorumluluklarının üzerini örtmek için başlattıkları algı operasyonunu da unutmadık. • Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık. • Yüzlerce gönüllü ile deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan engelleri,muhalefet partilerinin, Demokratik Kitle Örgütlerinin, Sivil Toplum Kuruluşlarının yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları unutmadık. • Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık. Evet, aradan 2 yıl geçti. Ama yaşanan yıkımın etkisi büyük ölçüde sürüyor. Verilen sözler tutulmadığı için yaşanan sorunlar, acılar devam ediyor. Mevcut iktidar bugüne kadar depremzedelerin sorunlarını çözmek adına bütçeden 2 Trilyon TL’ye yakın kaynak ayırdığını açıkladı. Buna ek olarak Milli Dayanışma adı altında bir paket çıkardı. Halktan alınan KDV, ÖTV. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler fahiş oranda artırıldı. Ama bu kaynakların nereye, kime gitti belli değil. Aradan geçen iki yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. Binlerce insan hala çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Yüz binlercesi 21 metre karelik teneke konteynerlerde, konteyner kente dönüşmüş şehirlerde kaderin terk edilmiş durumda. Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor. İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu. Buna rağmen en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelen, yerinde dönüşüm için başvuran depremzedeye hibe adı altında 750 Bin TL kredi vermeyi teklif ediyorlar. Rezerv yapı alanları ile adeta oynuyorlar. Rezerv alanı ilan edilen bölgeler ertesi gün değiştiriliyor, kaldırılıyor. Kısacası aradan geçen iki yıla rağmen; • Milyonlarca depremzede hala başını sokacak bir çatı istiyor. • Temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor. • Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökülmesine itiraz ediyor. • Tarım arazilerine, yüzlerce yıllık zeytinliklere binalar dikmek isteyenlere karşı mücadele ediyor. Devletin en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamasını bekliyor. Yani aradan geçen iki yıla rağmen, milyonlar anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor. Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz. Depremlerin, sellerin, doğa olaylarının binlercemizi yaşamdan koparan birer felakete dönüştürüldüğü, Bizim payımıza her seferinde acıların, yıkımların düştüğü, ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü, Haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı bu bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsana, emeğe, doğaya düşman bu bozuk düzene, bu köhne sisteme karşı emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımızı bir kez daha sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz." açıklamasıyla "unutmadık, Unutmayacağız" sözleri içinde saygıyla andılar.
SEÇKİNHABERTV- (FİNİKE)- Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri platformu tarafından düzenlenen önemli bir etkinlik gerçekleştirildi.

"SEÇKİNHABERTV- (FİNİKE)- "Batı Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri" tarafından düzenlenen önemli bir etkinlik gerçekleştirildi.

Finike Yunuslu Park'ta saat 18.00 'de Atatürk Anıtı önünde, 16 farklı sivil toplum kuruluşu, sendikalar, dernekler ve siyasi parti temsilcileri

6 Şubat depremi yıldönümünde ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi;

"İki yıl önce, 6 Şubat 2023’te hepimizin yüreğine kordan bir ateş düştü.

Gecenin zifiri karanlığında, saatler 04.17’yi gösterirken sadece Kahramanmaraş, Hatay,

Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil,

hepimiz derin bir acıyla sarsıldık, yıkıldık.

2 yıldır yüreğimize saplanan onlarca kara saplı bıçakla yaşıyoruz.

Aradan iki yıl geçse de ne yasımız bitti. Ne acımız dindi ne de öfkemiz.

Öfkeliyiz. Çünkü 6 Şubat 2023’te doğal bir afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine

tanık olduk. On binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan, kentlerimizi yerle bir eden bu felaket göz

göre göre geldi.Bu ülkede onlarca deprem´yıkım felaket yaşadık.

Ama hepimiz biliyoruz ki bu afetler yaşanmadan yıllar önce bilim insanları meslek odaları defalarca kez uyarıda bulundu, raporlar hazırladılar.

Sadece bilim insanlarının meslek odalarının değil devletin hazırladığı resmi raporlarda da hep aynı şeylerin altı çizildi.

Hatırlayalım o raporlarda ne denildi? Deprem öngörülemez bilinemez bir doğa olayı değil ülkemizin bir gerçeği denildi.

Deprem öldürmez kötü yapılaşma öldürür denildi.Depremle baş etmek için gerekli bilgimiz insan kaynağımız hukukumuz kurumsal yapılarımız var. 

Yeterki bunları işlevli hale getirelim gecikmeden derhal önlem alalım denildi.

1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı “Altımız çürüktür, ama yine de bu

altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik.” Demişti.

24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün, yani mevcut devlet

organizasyonunun, altımızdan çok daha çürük olduğunu göstermiştir.

En son daha 2 hafta önce, 36’sı çocuk 78 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Kartalkaya Grand Otel

faciasında bir kez daha gördük. Bu ülkenin üzerine adım adım kâr ve rant hırsını baş tacı eden,

insan hayatını yok sayan bir yönetim anlayışı çöreklenmiştir. Bu yönetim anlayışı insanı, doğayı,

tarihsel ve kültürel değerlerimizi sermaye kesimlerinin çıkarlarına teslim eden bir anlayıştır.

Dolayısıyla iki yıl önce yaşadığımız yıkımın sebebi ne tek başına depremdir. Ne de binalardır.

Bu büyük yıkımda elbette ki kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan

müteahhitlerin payı büyük bir sorumluluğu vardır.

Ancak asıl sorumlu bu kar hırsını besleyenler, büyütenlerdir. İmar afları gibi garabetlere imza

atarak suç işleyenlerdir.

Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz

bir hukuk sistemi inşa edenlerdir.

İnsan hayatını yok sayan bu sistemi her gün yeniden üretenlerdir.

Aradan yüz yıl da geçse yaşadığımız acıları, bu acıları bizlere reva görenleri

unutmayacağız.

• Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyenleri de kendi sorumluluklarının üzerini

örtmek için başlattıkları algı operasyonunu da unutmadık.

• Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet

kesintilerini unutmadık.

• Yüzlerce gönüllü ile deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan

engelleri,muhalefet partilerinin, Demokratik Kitle Örgütlerinin, Sivil

Toplum Kuruluşlarının yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları

unutmadık.

• Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler

zincirini unutmadık.

Evet, aradan 2 yıl geçti. Ama yaşanan yıkımın etkisi büyük ölçüde sürüyor.

Verilen sözler tutulmadığı için yaşanan sorunlar, acılar devam ediyor.

Mevcut iktidar bugüne kadar depremzedelerin sorunlarını çözmek adına bütçeden 2 Trilyon TL’ye

yakın kaynak ayırdığını açıkladı. Buna ek olarak Milli Dayanışma adı altında bir paket çıkardı.

Halktan alınan KDV, ÖTV. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler fahiş oranda artırıldı.

Ama bu kaynakların nereye, kime gitti belli değil.

Aradan geçen iki yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi

kaldırılmadığı yerler var.

Binlerce insan hala çadırlarda yaşamaya devam ediyor.

Yüz binlercesi 21 metre karelik teneke konteynerlerde, konteyner kente dönüşmüş

şehirlerde kaderin terk edilmiş durumda.

Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların

karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor.

İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu.

Buna rağmen en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelen, yerinde dönüşüm için başvuran

depremzedeye hibe adı altında 750 Bin TL kredi vermeyi teklif ediyorlar.

Rezerv yapı alanları ile adeta oynuyorlar. Rezerv alanı ilan edilen bölgeler ertesi gün değiştiriliyor,

kaldırılıyor.

Kısacası aradan geçen iki yıla rağmen;

• Milyonlarca depremzede hala başını sokacak bir çatı istiyor.

• Temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor.

• Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına

çökülmesine itiraz ediyor.

• Tarım arazilerine, yüzlerce yıllık zeytinliklere binalar dikmek isteyenlere karşı mücadele

ediyor. Devletin en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını

karşılamasını bekliyor.

Yani aradan geçen iki yıla rağmen, milyonlar anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir

ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor.

Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz.

Depremlerin, sellerin, doğa olaylarının binlercemizi yaşamdan koparan birer felakete

dönüştürüldüğü,

Bizim payımıza her seferinde acıların, yıkımların düştüğü, ekmeğimizin her geçen gün

küçüldüğü,

Haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı bu bozuk düzende sağlam çark olmaz.

İnsana, emeğe, doğaya düşman bu bozuk düzene, bu köhne sisteme karşı emek ve

demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımızı bir kez daha sevgiyle, saygıyla anıyoruz.

Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız

dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya

devam edeceğiz." açıklamasıyla "unutmadık, Unutmayacağız" sözleri içinde saygıyla andılar.

Antalya HABERİ

Adana türbanlı escort Çukurova türbanlı escort Seyhan türbanlı escort Ankara türbanlı escort Mamak türbanlı escort Etimesgut türbanlı escort Polatlı türbanlı escort Pursaklar türbanlı escort Haymana türbanlı escort Çankaya türbanlı escort Keçiören türbanlı escort Sincan türbanlı escort Antalya türbanlı escort Kumluca türbanlı escort Konyaaltı türbanlı escort Manavgat türbanlı escort Muratpaşa türbanlı escort Kaş türbanlı escort Alanya türbanlı escort Kemer türbanlı escort Bursa türbanlı escort Eskişehir türbanlı escort Gaziantep türbanlı escort Şahinbey türbanlı escort Nizip türbanlı escort Şehitkamil türbanlı escort İstanbul türbanlı escort Merter türbanlı escort Nişantaşı türbanlı escort Şerifali türbanlı escort Maltepe türbanlı escort Sancaktepe türbanlı escort Eyüpsultan türbanlı escort Şişli türbanlı escort Kayaşehir türbanlı escort Büyükçekmece türbanlı escort Beşiktaş türbanlı escort Mecidiyeköy türbanlı escort Zeytinburnu türbanlı escort Sarıyer türbanlı escort Bayrampaşa türbanlı escort Fulya türbanlı escort Beyoğlu türbanlı escort Başakşehir türbanlı escort Tuzla türbanlı escort Beylikdüzü türbanlı escort Pendik türbanlı escort Bağcılar türbanlı escort Ümraniye türbanlı escort Üsküdar türbanlı escort Esenyurt türbanlı escort Küçükçekmece türbanlı escort Esenler türbanlı escort Güngören türbanlı escort Kurtköy türbanlı escort Bahçelievler türbanlı escort Sultanbeyli türbanlı escort Ataşehir türbanlı escort Kağıthane türbanlı escort Fatih türbanlı escort Çekmeköy türbanlı escort Çatalca türbanlı escort Bakırköy türbanlı escort Kadıköy türbanlı escort Avcılar türbanlı escort Beykoz türbanlı escort Kartal türbanlı escort İzmir türbanlı escort Balçova türbanlı escort Konak türbanlı escort Bayraklı türbanlı escort Buca türbanlı escort Çiğli türbanlı escort Gaziemir türbanlı escort Bergama türbanlı escort Karşıyaka türbanlı escort Urla türbanlı escort Bornova türbanlı escort Çeşme türbanlı escort Kayseri türbanlı escort Kocaeli türbanlı escort Gebze türbanlı escort İzmit türbanlı escort Malatya türbanlı escort Manisa türbanlı escort Mersin türbanlı escort Yenişehir türbanlı escort Mezitli türbanlı escort Erdemli türbanlı escort Silifke türbanlı escort Akdeniz türbanlı escort Anamur türbanlı escort Muğla türbanlı escort Bodrum türbanlı escort Milas türbanlı escort Dalaman türbanlı escort Marmaris türbanlı escort Fethiye türbanlı escort Datça türbanlı escort Samsun türbanlı escort Atakum türbanlı escort İlkadım türbanlı escort Adıyaman türbanlı escort Afyonkarahisar türbanlı escort Ağrı türbanlı escort Aksaray türbanlı escort Amasya türbanlı escort Ardahan türbanlı escort Artvin türbanlı escort Aydın türbanlı escort Balıkesir türbanlı escort Bartın türbanlı escort Batman türbanlı escort Bayburt türbanlı escort Bilecik türbanlı escort Bingöl türbanlı escort Bitlis türbanlı escort Bolu türbanlı escort Burdur türbanlı escort Çanakkale türbanlı escort Çankırı türbanlı escort Çorum türbanlı escort Denizli türbanlı escort Diyarbakır türbanlı escort Düzce türbanlı escort Edirne türbanlı escort Elazığ türbanlı escort Erzincan türbanlı escort Erzurum türbanlı escort Giresun türbanlı escort Gümüşhane türbanlı escort Hakkari türbanlı escort Hatay türbanlı escort Iğdır türbanlı escort Isparta türbanlı escort Kahramanmaraş türbanlı escort Karabük türbanlı escort Karaman türbanlı escort Kars türbanlı escort Kastamonu türbanlı escort Kırıkkale türbanlı escort Kırklareli türbanlı escort Kırşehir türbanlı escort Kilis türbanlı escort Konya türbanlı escort Kütahya türbanlı escort Mardin türbanlı escort Muş türbanlı escort Nevşehir türbanlı escort Niğde türbanlı escort Ordu türbanlı escort Osmaniye türbanlı escort Rize türbanlı escort Sakarya türbanlı escort Siirt türbanlı escort Sinop türbanlı escort Sivas türbanlı escort Şanlıurfa türbanlı escort Şırnak türbanlı escort Tekirdağ türbanlı escort Tokat türbanlı escort Trabzon türbanlı escort Tunceli türbanlı escort Uşak türbanlı escort Van türbanlı escort Yalova türbanlı escort Yozgat türbanlı escort Zonguldak türbanlı escort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seckinhabertv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember