Eğitim-İş'ten, Adıyaman'da 'Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü': 'Tarikatın Bakanı Yusuf Tekin İstifa' - Videolu Haber

Bilimsel akıl ve laikliğin toplumun her alanında elzem olduğu vurgulanan etkinlik, çevre illerden gelen sendika üyeleri ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) şubelerinin de katılımıyla geniş çaplı bir buluşmaya dönüştü. Kurşun Kalemlerle Sembolik Protesto Basın açıklaması sonrası grup, ellerindeki kurşun kalemleri havaya kaldırarak, eğitimde laiklik ve bilimsel eğitimin savunulması için tüm demokratik güçlerle birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini ilan etti. Genel Başkan Kadem Özbay'ın, Adıyaman Demokrasi Parkı'ndaki basın açıklamasına, Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, şube ve temsilciliklerin yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda sendika üyesi, CHP Adıyaman İl Başkanlığı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Tüm Emeklilerin Sendikası ve Genel Sağlık İş Sendikası katıldı. Grup daha sonra 6 Şubat depreminin saati olan 04.17’de durmuş ve felaketin simgesi haline gelen Saat Kulesi’ne giderek depremde hayatını kaybedenler anısına karanfil bıraktı. "Cumhuriyet İçin, Laik Eğitim İçin Mücadeleye Devam" Eğitim-İş Sendikası’nın Adıyaman Demokrasi Parkı’nda yaptığı basın açıklamasına CHP Adıyaman İl ve İlçe Örgütleri, ADD üyeleri ve çevre illerden gelen sendika temsilcileri katıldı. Saat 14.00'te başlayan açıklamada, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay'ın konuşması sırasında etkinliğe katılan gruplar tarafından, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin istifaya çağırılarak, eğitimin gericileştirilmesine karşı mücadeleye devam edecekleri vurgulandı. Özbay’ın konuşması sık sık, "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "Mustafa Kemalin Öğretmenleriyiz", "Tarikatın Bakanı Yusuf Tekin İstifa" sloganlarıyla kesildi. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “6 Şubat Depremi Felaket Değil, İhmalin Sonucudur” "6 Şubat depremlerinin üzerinden tam iki yıl geçti ama yaşadığımız acılar ve travmalar ilk günkü gibi taze. Ancak şunu unutmayalım ki 6 Şubat, yalnızca bir doğal afet değildi! 6 Şubat, rant odaklı kentleşmenin, denetimsizliğin, liyakatsiz yönetimin ve siyasi çıkarlar uğruna dağıtılan imar aflarının nasıl bir felakete yol açabileceğini hepimize gösterdi." "Depreme dayanıklı yapıların zorunluluk olduğu bir ülkede, kaçak yapılaşmaya ve denetim eksikliğine göz yumuldu. Binlerce insan, göz göre göre ölüme terk edildi. İşte bu yüzden 6 Şubat’ı yalnızca 'kader' ile açıklayamayız!" "Üstelik deprem sonrasında yaşananlar da büyük bir yönetim krizinin göstergesidir! Deprem sonrası yardım organizasyonlarındaki beceriksizlik, halkın dayanışmasıyla engellenmek istendi ama devlet bile kendi vatandaşına yardım ulaştırmakta yetersiz kaldı." Özbay, depremin ardından yaşanan çadır skandalı, barınma krizi ve eğitimdeki derinleşen sorunlara da değinerek şunları kaydetti: "Deprem bölgesinde hala on binlerce öğrenci çadırda veya konteynerde eğitim görmeye mahkum ediliyor. Yıkılan okulların yerine yenileri yapılmadı, taşımalı eğitimle öğrenciler saatlerce yollarda perişan ediliyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılına girerken bile, depremzede çocuklarımızın eğitim hakkı ellerinden alınıyor!" "Barınma, sağlık, ulaşım ve istihdam gibi temel sorunlar çözülmediği gibi, adalet yerini bulmadı! Yıkılan binalarla ilgili açılan davalar yalnızca birkaç müteahhitle sınırlandırılırken, bu büyük ihmalin siyasi sorumlularından hesap sorulmadı." “Cumhuriyet’in Okulları, Tarikatların Devşirme Alanı Değildir” Eğitim-İş Genel Başkanı Özbay, eğitimde dinselleşmenin hız kazandığını ve tarikatların okullara sızmasının devlet eliyle teşvik edildiğini vurguladı. "Cumhuriyet’in okulları, Cumhuriyet’in çocuklarınındır! Öğrencileri öğretmenlerinden koparıp, okul saatlerinde vakıflara, derneklere ve tarikatlara yönlendirmek anayasal bir suçtur! ÇEDES gibi projeler, eğitimi dinselleştirmenin, bazı gruplara ayrıcalık tanımanın bir aracıdır!" "Bu projeler devam ederse, Türkiye’de zorunlu eğitim anlamını kaybedecek, okullar herkesin buluştuğu değil, ayrıştığı yerler haline gelecektir! Bugün zihinler bölündü, yarın fiziken bölünmeler kaçınılmaz olacaktır!" "Buradan ilan ediyoruz: Cumhuriyet’in okulları, tarikatların devşirme alanı değildir! Öğrencilerimiz, cemaatlerin ideolojik şekillendirme projesinin bir parçası değildir! Devlet, eğitim sorumluluğunu hiçbir tarikata, cemaate veya vakfa devredemez!" “Laik Eğitim İçin Mücadeleye Devam” Eğitim-İş üyeleri ve katılımcılar, bilimsel ve laik eğitime sahip çıkacaklarını, AK Parti’nin eğitimi cemaatlere teslim etmesine izin vermeyeceklerini vurguladı. "Bu ülke, eğitimi hurafelerden kurtarmak için devrim yaptı! Medreseler yerine modern okullar, şeyhler yerine bilim insanları olsun diye Cumhuriyet’i kurduk! O yüzden buradan açıkça ilan ediyoruz: Bu ülkede eğitim, laik kalacak! Cumhuriyet’in çocukları bilimin ışığında yetişecek! Tarikatlar, cemaatler devletin ve eğitimin yerini alamaz!" "Eğitim-İş olarak, çocuklarımızın çağdaş, bilimsel, laik eğitim hakkını sonuna kadar savunacağız!" Saat Kulesi’nde Anma, Demokrasi Parkı’nda Mücadele Çağrısı Yürüyüş ve basın açıklaması, Saat Kulesi önünde yapılan anma töreniyle devam etti. Eğitim-İş üyeleri, CHP ve ADD heyeti, depremde hayatını kaybedenleri anarak saat kulesine kırmızı karanfiller bıraktı. Etkinliğin sonunda katılımcılar, eğitimde gericileşmeye ve rant düzenine karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulunarak, yürüyüş ve basın açıklamasını tamamladı. “Bu Düzen Değişecek” Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, iktidarın eğitim politikalarına karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Bu düzen değişecek! Eğitimi tarikatlara teslim edenler değil, bilimi savunanlar kazanacak! Çocuklarımızın kaderini yoksulluk değil, eğitim belirleyecek! Ve unutmayın, biz kazanacağız!" "Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın laik, bilimsel, kamusal eğitim! Yaşasın eşitlik ve adalet!" Kaynak : PHA